1. Hukuk Dairesi 2020/770 E. , 2021/1708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları ...’in maliki olduğu ve o dönem ikamet ettiği tek katlı kargir ev niteliğindeki dava konusu 32359 ada 10 parsel sayılı taşınmazını 20.05.1988 tarihinde davalı oğlu ...’e satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, ölünceye kadar çekişmeli taşınmazda mirasbırakan ve eşinin ikamet ettiğini, emekli olan mirasbırakanın tek taşınmazını satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, işçi olarak çalışan davalının da alım gücü bulunmadığını, kendisine dava açılacağını öğrenen davalı ...’nin taşınmazın 11/13 payını üzerinde bırakarak 2/13 payını tanıdığı olan diğer davalı ...’a muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı ..., 1988 yılında işten ayrılması nedeniyle elinde bulunan para ile dava konusu taşınmazı mirasbırakanın isteği ve kardeşlerinin rızası ile satın aldığını, dava konusu eve bitişik evde oturduğundan anne ve muris babası ile ilgilendiğini, zaten bu nedenle de uzak bir yerden ev almasının istenmediğini, temlikte mal kaçırma amacı bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..., çekişmeli taşınmazdaki 2/13 payı yatırım amacıyla bedeli karşılığında satın aldığını, muvazaa bir işlem yapılsa idi taşınmazın tamamının devre konu edilebileceğini, TMK’nin 1023. maddesi uyarınca ediniminin korunması gerektiğini belirterek, hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ... yönünden muvazaalı işlem yapıldığı kanıtlanamadığından davanın reddine, diğer davalı ... yönünden; mirasbırakanın yaptığı temlik ile mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı hareket ettiğinin ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ...’nin istinaf başvurusu da ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK."nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2019 yılı itibarıyla HMK."nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 58.800,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, davalı ...’ye temlik edilen dava konusu taşınmazdaki 11/13 payın dava tarihindeki değerinin 302.293,00 TL olduğu, bu değer üzerinden davacılar ..., ..., ... ve ...’ın 1/16’şar miras paylarına karşılık gelen değer 18.893,31’şer TL olup, anılan değerlerin 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden; davalı ... ... vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Diğer davacı ... aleyhine yapılan temyiz istemine gelince;
Davacı ...’in 4/16 miras payına karşılık gelen dava değerinin 75.573,25 TL olduğu, bu değerin de 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin üzerinde kaldığı, anılan davacı yönünden esas incelemesi yapılmasına bir engel bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Bilindiği gibi, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, eldeki davada alınması gereken karar ve ilam harcı mirasbırakan tarafından davalı ...’ye devredilen ve davası kabul edilen çekişmeli taşınmazdaki 11/13 pay üzerinden davacıların mirasçılık belgesindeki toplam paylarına ( 8/16 ) isabet eden kısmının dava tarihindeki değeri ( 151.146,5 TL ) üzerinden hesaplanması gerekirken ilk derece mahkemesince taşınmazın tam payı dikkate alınarak fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, bölge adliye mahkemesince de eksik karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
1- Bölge adliye mahkemesi hükmünün ( 2. ) bendindeki ‘’ 8.736,37 TL ‘’ ibaresinin çıkarılmasına, yerine; ‘’ 10.324,81 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına, aynı bentteki ‘’ 5.072,37 TL ‘’ ibaresinin çıkarılmasına, yerine; ‘’ 6.660,81 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına,
2- İlk derece mahkemesi hükmünün ( 4. ) bendindeki ‘’ 9.151,27 TL ‘’ ibaresinin çıkarılmasına, yerine; ‘’ 7.181,73 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.