Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/506
Karar No: 2016/184

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/506 Esas 2016/184 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2013/506 E.  ,  2016/184 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 05.02.2013
    Sayısı : 72-41

    İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ..."nun beraatine ilişkin, İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.10.2008 gün ve 475-547 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 02.11.2012 gün ve 31619-22729 sayı ile;
    "Yapı tatil zaptının düzenlendiği 14.12.2007 ve keşfin yapıldığı 10.10.2008 tarihlerinde çekilen fotoğraflar ve bilirkişi raporu incelendiğinde, sanığın bu süreler arasında inşaata devam ederek, kaba inşaat halindeki katları meskun hale getirdiğinin açıkça görülmesi karşısında, bu imalatların bina yapımını tamamlamaya yönelik olup olmadığı değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, dosyadaki kanıtlara ters düşen bilirkişi raporuna dayanılarak, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı biçimde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 05.02.2013 gün ve 72-41 sayı ile;
    "14.12.2007 tarihinde düzenlenen yapı tatil zaptında belirtildiği ve resimlendirildiği üzere, zemin kat artı birinci kat konut iskan artı ikinci kat çekme kat ve ön taraftaki sundurmanın ruhsatsız olduğu belirtilmiş olup bununla ilgili olarak iddianame ile mahkememize kamu davası açılmış, mahkememizce 10.10.2008 günü keşif yapılmış ve aynı binanın fotoğrafının çekilmiş olduğu görülerek ruhsatsız yapının bilirkişi raporu ile 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olduğu belirtilmiş olup bundan dolayı sanık hakkında verilen beraat hükmü Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02.11.2002 tarihli kararında "yapı tatil zaptının düzenlendiği 14.12.2007 ve keşfin yapıldığı 10.10.2008 tarihlerinde çekilen fotoğraf ve bilirkişi raporu incelendiğinde sanığın bu süreler arasında inşaata devam ederek kaba inşaat halindeki katları meskun hale getirdiğinin açıkça görülmesi karşısında bu imalatların bina yapımını tamamlamaya yönelik olup olmadığını değerlendirilmesi" yönüyle bozulmuş ise de; dosya içerisindeki iddianameye esas olan 14.12.2007 tarihli tutanakla birlikte ekli olan ve binayı gösteren fotoğraf ile 24.10.2008 tarihinde yapılan keşifte çekilen fotoğraflar arasında hiçbir ayrım ve fark olmadığı görülmekle ayrıca bozma ilamında belirtilen "kaba inşaat halindeki katları meskun hale getirdiği açıkça görülmesi karşısında" şeklindeki tespitin dosyamızla hiç bir şekilde örtüşmediği" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2013 gün, 148746 sayı ve "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözülmesi gereken uyuşmazlık; imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile beraat hükmü kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığa ait olan taşınmaz hakkında belediye görevlilerince yapı tatil zaptı düzenlenip sanık hakkında suç duyurusunda bulunulduğu,
    Suça konu taşınmaza ilişkin tapu kaydı incelendiğinde; sanığın söz konusu taşınmazı 17.02.2005 tarihinde satın aldığı, bu taşınmaza ilişkin olarak sanığın satın almasından önce 24.09.2001 tarihinde düzenlenen yapı tatil zaptında; zemin kat su basman betonunun dökülü, 18.02.2004 tarihli yapı tatil zaptında da zemin katın işyeri iskanlı, birinci katın inşaat halinde olduğu tespitlerine yer verildiği,
    14.12.2007 tarihli yapı tatil tutanağında; sanığa ait binanın zemin kat ve birinci katının iskanlı bulunduğu, ikinci çekme katı ile sundurmanın yapılı konumda olduğunun belirlendiği, sanığa ruhsata aykırı kısmın yıkılması ya da ruhsata bağlaması konusunda tebligat yapıldığı, ancak tebligata rağmen sanık tarafından binanın ruhsata bağlanmaması nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulduğu,
    Yerel mahkemece yapılan keşif sonucu mimar bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; üzerinde ruhsatsız yapı bulunan taşınmazın belediye sınırları içinde olup her türlü belediye ve alt yapı hizmetlerinden yararlandığı, yapı tatil tutanağına konu olan aykırılık sırasında çekilen fotoğraf ile keşif sırasında yapılan incelemede değişiklik olarak ikinci çekme kattaki bölümün doğrama penceresinin takıldığı, söz konusu taşınmaz hakkında sanığın satın almasından önce düzenlenen 18.02.2004 tarihli yapı tatil zaptına göre zemin katının bitirilmiş ve kullanılır durumda olduğu, birinci katın kaba inşaat seviyesinde olup önceki sahibi tarafından yapıldığı, keşifte yapılan gözlemsel incelemede ise birinci katın tamamlanması ve çekme kat ilavesinin, kullanılan yapı malzemelerinin hava şartlarından etkilenmesi, aşınması ve eskimesi dikkate alındığında 12.10.2004 tarihinden önce gerçekleştirildiği bilgilerine yer verildiği,
    Tanık Raşit Öktem"in; suça konu olan taşınmazı, sanık tarafından satın alınmadan önce 2004 yılının dokuzuncu veya onuncu ayında önceki sahibinden işyeri olarak kiraladığını, beş altı ay sonra binanın sanık tarafından satın alındığını, bu nedenle çıkmak zorunda kaldığını, kiraladığı dönemde işyeri ve binanın aynı konumda olup üst kattaki çekme katın ve öndeki sundurmanın mevcut olduklarını ifade ettiği,
    Tanık Engin Demirci"nin; yaklaşık onbeş yıldır suça konu olan binanın karşısındaki kahvehaneyi işlettiğini, arsanın önceleri boş olduğunu, üzerinde bir hurdacı bulunduğunu, .... isimli şahsın arsayı satın aldıktan sonra keşifte görülen duruma getirdiğini, önündeki sundurmanın ve merdiven boşluğunun da adı geçen şahıs tarafından kapatıldığını, 2005 yılında sanığın binayı satın alıp mevcut haliyle kullanmaya başladığını, sanığın binayı satın aldıktan sonra herhangi bir inşai faaliyette bulunduğunu görmediğini, inşaatı binanın ilk sahibinin kardeşlerinin yaptığını beyan ettiği,
    Sanığın; suça konu olan binayı tutanak tarihinden iki yıl önce satın aldığını, herhangi bir inşaat faaliyetinde bulunmadığını, binanın yapılış aşamasını bilmediğini, belediyece zemin ve birinci katlar nedeniyle önceki sahibi hakkında yazılan cezaları ödediğini, çekme kat tabir edilen yerde oda bulunmadığını, sundurmanın kendisi tarafından yapılmadığını savunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki sonuca ulaşılabilmesi bakımından imar kirliliğine neden olma suçu üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.
    5237 sayılı TCK"nun "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184. maddesi;
    "1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
    3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
    5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
    6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz,"
    "Yürürlük" başlıklı 344. maddesi;
    "a) "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
    b) "Çevrenin kasten kirletilmesi" başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile "Çevrenin taksirle kirletilmesi" başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
    c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,
    Yürürlüğe girer." şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu hükme göre; yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ya da yaptıran, yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere su, elektrik veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişiler maddede yazılı cezalarla cezalandırılacaktır.
    Ancak failin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde hakkında kamu davası açılmayacak, açılmış olan kamu davası düşecek, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacaktır.
    Diğer taraftan maddenin altıncı fıkrası uyarınca; ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanamayacaktır.
    Türk Ceza Kanununun "Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi" başlıklı 2. maddesinde;
    "Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz."
    "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinde ise;
    "İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar" şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
    Buna göre işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
    Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda, somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde kesin olarak ortaya çıkarılmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılarak maddi gerçeğe varmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle, ulaşılma imkanı olan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak tecelli edebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    14.12.2007 tarihli yapı tatil zaptına konu inşaatın, sanıktan önceki sahibi tarafından yapılıp tamamlandığı, sanık savunması, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve dosya içeriğine göre sanığın satın aldıktan sonra binada herhangi bir inşai faaliyette bulunmadığı, dolayısıyla yerel mahkemece araştırılacak başka bir husus da kalmadığı, bilirkişi raporu ile sanık savunması ve tanık beyanlarında binanın imar kirliliğine neden olma suçunun yürürlük tarihinden önce yapıldığının belirtildiği, buna göre kamu davasının zamanaşımına uğradığı ileri sürülebilir ise de "suçta ve cezada kanunilik" ile "zaman bakımından uygulamaya" ilişkin hükümler göz önüne alındığında sanığın isnat olunan eylemin işlendiği tarihte suç olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle derhâl beraat kararı verilmesi şartlarının gerçekleştiği, kanunun açık hükmü ve istikrar kazanmış yargısal uygulamalar uyarınca derhâl beraat kararı verilmesi gereken bir hâlde de dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilemeyeceği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, imar kirliliğine neden olmak suçundan sanık hakkında beraat kararı verilmesinde herhangi bir usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından yerel mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Usul ve kanuna uygun bulunan İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.02.2013 gün ve 72-41 sayılı direnme hükmünün ONANMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi