Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/4621 Esas 2019/6803 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4621
Karar No: 2019/6803
Karar Tarihi: 18.06.2019

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/4621 Esas 2019/6803 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2019/4621 E.  ,  2019/6803 K.

    "İçtihat Metni"

    Dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan yargılama sırasında, sanıkların eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 158/1-l bendi kapsamında kalabileceği ve bu durumda yargılama yapma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili ... Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli ve 2016/857 esas, 2018/794 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ve görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/03/2019 tarihli ve 2019/170 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/04/2019 gün ve 94660652-105-21-3265-5087sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/05/2019 gün ve 2019/43326 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11.12.2017 tarihli ve 2017/26572 esas, 2017/26493 karar sayılı ilâmında, "...Sanığın, suç tarihinde kendisini banka görevlisi olarak tanıtıp, menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ile değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş..." şeklinde belirtildiği,
    Somut olayda, müştekilerin akrabası olan ..."nın ... isimli arkadaşı aracılığıyla kendilerini ...ve... olarak tanıtan ancak daha sonradan isimlerinin ... ve ... olduğu öğrenilen kişilerle tanıştığı, sanık ..."ın ..."i telefonla arayarak babasının ..."da hatırı sayılır bürokrat tanıdıklarının olduğunu ve 6 kişiyi işe alabileceklerini söylediği, daha sonra sanık ..."ın babası sanık ... ..."ın da ..."e benzer beyanlarda bulunmasını müteakip, ..."in bu durumu akrabası olan müştekilere aktarması üzerine müştekilerin bu teklifi kabul ettikleri ve adı geçen sanıklara dosya ve evrak ile dosya masrafı adı altında 15.000 Türk lirası para yatırdıkları fakat müştekilerin parayı yatırmalarına rağmen sanıklar tarafından işe alınmamaları şeklindeki gerçekleşen eylemin, 5237 sayılı Kanun"un 158/1-l bendinde "Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle" şeklinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği, bu eylemi yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olunmasında isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/03/2019 tarihli ve 2019/170 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.