15. Ceza Dairesi 2018/3411 E. , 2019/6802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından, sanıkların beraatlarına ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanıklar ... ve arkadaşları müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Dosya içerisinde, inceleme konusu somut olay ile her hangi bir ilişkisi bulunmayan ve sehven dosya içerisine girdiği değerlendirilen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/226699 soruşturma numaralı dosyasına ait iki adet klasörün, ilgili yere teslim edilmesi gerektiği değerlendirilmekle yapılan incelemede,
Sanıklardan ..."ın ..."da faaliyet gösteren...Ecza Deposu’nun, ..."nın İstanbul"da faaliyet gösteren ... Ecza Deposu’nun, ..."ün..."da faaliyet gösteren ... Ecza Deposu’nun, ..."nun...’da faaliyet gösteren ...Ecza Deposu’nun, ..."ın ..."da faaliyet gösteren ... Ecza Deposu’nun, ..."in İstanbul"da faaliyet gösteren ... Ecza Depos’nun ve ..."ın da ..."da faaliyet gösteren ... Ecza Deposu’nun sahibi ve yetkili temsilcileri oldukları, bu sanıkların katılan şirket ...İlaç San. Tic. A.Ş."den aldıkları ilaçları, ihtiyaç doğrultusunda piyasada faaliyet yürüten çeşitli eczanelere verdikleri, katılan şirketinde istihdam ettiği içerisinde diğer sanıklarında bulunduğu binlerce tıbbi tanıtım temsilcisi aracılığı ile ürettiği ya da ithal ettiği ilaçları tanıtım yolu ile pazarladığı, bu bağlamda sabit bir maaş ödemesi yaptığı bu çalışanlarına ayrıca her yıl belirlediği oranlarda tanıtım ve satışa bağlı olarak prim ödemesi yaptığı, bu ödemelerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için katılan şirketin... Tıbbi İstatistik Müş. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme düzenlendiği, katılan şirketin IMS İstatistik şirketinden aldığı veriler doğrultusunda içerisinde diğer sanıklarında bulunduğu her bir tıbbi tanıtım temsilcisinin almayı hakettiği prim miktarlarını belirlediği, katılan şirketin ayrıca yaptığı anlaşmalar doğrultusunda piyasadaki ecza depolarına da ekstra prim ödemeleri yaptığı, ancak ecza depolarına ödenecek olan primlerin tespitinde doğrudan doğruya ecza depolarının kendisine bildirdiği verileri esas aldığı, 2013 yılı Ağustos ayı içerisinde katılan şirket içerisinde yapılan bir satış toplantısında henüz üretilmiş yeni bir ilacın üretildiği miktardan çok daha fazlasının satıldığına ilişkin verilerin ortaya çıkması ile konunun araştırmaya başlandığı ve bu amaçla katılan şirket içerisinde soruşturma komisyonlarının oluşturulduğu, soruşturma komisyonunca geriye doğru Ocak ayına kadar yapılan incelemeler sonucunda gerçekte satılmadığı halde birçok ilacın satılmış gibi gösterildiğini tespit edildiği, bu noktada IMS İstatistik şirketinden gelen veriler ile ecza depolarından gelen veriler arasında izahı mümkün olmayan farklar olduğunun saptandığı, IMS İstatistik şirketinin esas itibari ile ecza depolarından temin ettiği satış rakamları ile ecza depolarının doğrudan katılan şirkete bildirdiği satış rakamlarının birbiri ile örtüşmediği, katılan şirketce derinleştirilen inceleme sonunda 313 tıbbi tanıtım temsilcisi ve bölge müdürünün iş sözleşmelerinin feshedildiği, mevcut soruşturma komisyonun 3 dönem halinde yaptığı inceleme sonucunda sunduğu raporlara göre; 2013-Ocak/Ağustos ayları arasını kapsayacak şekilde yukarıda ünvanları belirtilen 7 ayrı ecza deposu sahibinin piyasadaki tıbbi tanıtım temsilcilerinin gerçekte satmadıkları ilaçları satmış gibi gösterdikleri ve bu kapsamda IMS İstatistik şirketine gerçek olmayan bilgilerin aktarıldığı, İMS İstatistik şirketinin bu bilgileri katılan şirkete bildirdiği, aynı ecza depolarının daha sonra doğrudan doğruya katılan şirkete bu defa doğru satış bilgilerini gönderdiği, esasen katılan şirket tarafından basit bir inceleme neticesinde ortaya çıkarılabilecek bu durumun uzun bir sürece devam ettiği, tespit edilebilen ve suç tarihi olarak kabul edilen 2013/Ocak /Ağustos ayları arasında katılan şirketten haksız şekilde temin edilen prim ödemeleri toplamının 2.667.365,00 TL olduğu, bu surette sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda,
1) Sanıklar ... ve arkadaşları müdafisinin temyiz talebine yönelik yapılan incelemede,
Sanıklar ... ve arkadaşları hakkında verilen beraat hükümlerini, sanıklar müdafisinin temyiz etmesinde hukuki bir yararı olmadığı gibi, hükmün gerekçesine yönelik bir temyiz isteminin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve arkadaşları müdafisinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Katılan vekilinin temyiz talebine yönelik yapılan incelemede,
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25/03/2014 tarih ve 2013/12-74-2014/140 E-K sayılı ilamı ile istikrarlı diğer kararlarında da vurgulandığı üzere; ceza yargılanmasında sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulabileceğine ilişkin kuralın, fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir durumun varlığı halinde, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesi ile sınırlı olarak uygulanabileceği, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda ise sanığın savunması alınmadan hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, 5271 sayılı CMK"nın 193. maddesine yanlış anlam verilerek sanık ...’ın görevli mahkemede her hangi bir sorgusu yapılmadan, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde sanıklar hakkında beraat hükümleri verilmesi,
b) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01/02/1988 gün 1/517-12 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanıklar ..., ..., ...’in 05/12/2014 tarihinde, ... ve ...’nun ise 29/12/2014 tarihinde Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/133 Talimat sayılı dosyası üzerinden, sanıklar ..., ... ve ...’in 05/01/2015 tarihinde, Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/243 Talimat dosyası üzerinden, sanık ...’ın 11/05/2015 tarihinde Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/45 Talimat dosyası üzerinden savunmalarının naip hakim tarafından alınarak, savunma haklarının kısıtlandığı, bu sanıkların, diğer sanıklar ile birlikte çalışıyor olmaları ve usulüne uygun olarak alınacak savunmalarının diğer sanıkların hukuki durumlarını etkileyebilecek olması karşısında, bu sanıkların usulüne uygun olarak savunmalarının alınarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm verilmesi
c) Sanık ...’in, hüküm tarihinden sonra 29/12/2016 tarihinde vefat ettiğinin UYAP"tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
d) Hüküm tarihi itibari ile yürülükte bulunan 2016 yılına ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14/4. maddesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında, kendilerini aynı müdafi ile temsil ettiren ve beraat eden sanıklar lehine Hazine aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca tek maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, her bir sanık için ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde bulunulması
e) Vekalet ücretinin yargılama sırasında kendisini avukat ile temsil ettiren sanık veya katılanlar lehine hükmedileceği hususu gözetilmeden, kendilerini her hangi bir müdafi ile temsil ettirmeyen sanıklar lehine de vekalet ücreti hükmedilmesi,
f) 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesindeki "Hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır" hükmü dikkate alındığında, ... Tıbbi İstatistik Müş. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından mahkemeye sunulan 10/02/2015 havale tarihli dilekçe ile sanıklar hakkında açılan kamu davasına katılma talebinde bulunulduğu, mahkeme tarafından ise 19/02/2015 tarihli oturumda katılma talebinin reddine karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararın ... Tıbbi İstatistik Müş. Tic. Ltd. Şti.’ne tebliğ edilmemesi,
g) Yapılan yargılamaya ilişkin, 13/11/2015 tarihli 10. celsedeki, 29/01/2016 tarihli 11. celsedeki ve Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalasını verdiği 26/04/2016 tarihli 12. celsedeki duruşma tutanaklarının katip tarafından ıslak imza imzalanmadığı gibi Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan kontrolde elektronik imzasının da bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.