8. Hukuk Dairesi 2010/3043 E. , 2010/4546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... mirasçıları; ... ve müşterekleri ile ... (...) mirasçıları; ... ve...aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair .. Aile Mahkemesinden verilen 04.03.2010 gün ve 437/243 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde ... Şubesinde açılan ve taraflar adına ortak bulunan 271-AK 002850 nolu hesaptaki 193713 TL mevduatın tamamının davalı eş tarafından çekilerek hesabın kapatıldığını ve hesabın kapatılmasından bir kaç gün sonra da boşanma davasının açıldığını, açılan bu dava sonunda tarafların boşandıklarını, vekil edeninin davalının bu haksız eylemi ile zarara uğradığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50000 TL’nin, paranın çekildiği Nisan 2004 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, davacının benzer istekleri boşanma davası sırasında da ileri sürdüğünü ancak ret edildiğini, bu ret kararına rağmen eldeki davanın açılmış olmasının anlaşılabilir bulunmadığını, kaldı ki dava konusu mevduatın oluşmasında davacının hiç bir katkıya sahip olmadığını, mevduatın mali durumu çok iyi olan vekil edenine ait değerlerle oluşturulduğunu, evlilik boyunca vekil edenine ait hesapları sürekli olarak boşaltanın davacı olduğunu, bu durumun dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Yargılama sırasında davacı ...’ün 11.6.2008 tarihinde, davalı ... Şengönül (Sevgi)’ün ise, 17.12.2009 tarihinde ölmeleri nedeniyle dava; taraf mirasçılarınca takip edilip sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 50000 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı mirasçılarından alınarak davacı mirasçılarına verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 16.6.1987 tarihinde evlenmiş, 15.4.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi ile 11.4.2007 tarihinde boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açılma tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK m.202, 225). Dava konusu mevduat 28.01.2004 tarihinde açılmış ise de; dosya arasında bulunan ve tarafların boşanmalarına ilişkin olan Bursa 1. Aile Mahkemesinin 2004/667 Esas sayılı dava dosyasındaki Pamukbank Çarşı/Bursa Şubesinin 7.6.2004 günlü yazısı ve ekindeki belgelere göre; dava konusu hesabın kaynağının 28.11.2008 tarihinde açılan taraflara ait ortak hesap olduğu, bu hesabın açılış miktarının 124.000.000.000 TL olup, ilgili hesaptan 9.1.2004 tarihinde davacı ... tarafından 6.184.877.565 TL"nin çekildiği daha sonra aynı hesaptan 28.1.2004 tarihinde gene davacı ... tarafından 246.001.927.762 TL çekilerek hesabın kapatıldığı, aynı tarihte çekilen paranın 52.288.000.000 TL’si alındıktan sonra 193.713.927.762 TL bakiye ile taraflar adına ortak olan dava konusu hesabın açıldığı ve hesabın 12.4.2004 tarihinde bu defa davalı ... tarafından kapatıldığı, hesabın kapatıldığı tarihteki bakiyenin 193.713.927.762 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu mevduatın kaynağı olan hesap 1.1.2002 tarihinden önce açıldığı ve kaynak hesabın açıldığı dönem, 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönem olduğu için taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu nedenle görülmekte olan davada 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması olanaklı değildir. Borçlar Kanununun 125. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi de dolmamıştır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu mevduat ve kaynağı bulunan mevduat taraflar adına ortak hesap olarak açıldığına ve ortak hesaplarda, hesap ortaklarının paylarının ½ olması gerektiği kuralı geçerli bulunmasına göre, davalı tarafından boşanma davasının açıldığı 15.4.2004 tarihinden çok kısa bir süre önce tüm bakiyesi çekilerek 12.4.2004 tarihinde kapatılan hesapta bulunun 193.713.927.762 TL"nin ½ sinin davacıya ait bir değer olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle istekle bağlı kalınarak yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı vekili, dava konusu hesaptan davacı tarafından ve vekil edeninden habersiz olarak çekilmiş yüklü miktarda para bulunduğunu belirterek bu durumun davada ve değerlendirmede dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de; böyle bir isteğin değerlendirmeye alınması, istekte bulunan kişinin yöntemine uygun bir biçimde harcı yatırılmak suretiyle açmış olduğu bir dava ve isteğinin olması ve bu isteğe bağlı olarak belirlenmiş, kanıtlanmış bir alacağın bulunmasını gerektirdiğinden; mahkemenin davalının bu yöne ilişen itirazlarını dikkate almaması da doğrudur. Bundan ayrı; tarafların boşanmalarına ilişkin bulunan Bursa 1. Aile Mahkemesinin 4.4.2006 tarih 2004/667 Esas ve 2006/3003 Karar sayılı hükmü ile, "...Davalı (eldeki davada davacı) ...’ün maddi tazminat talepleri konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş bulunduğuna göre; davacı ...’nin eldeki davayı açmasına engel bir durum da söz konusu değildir.
Davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacılara verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 743,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.524,00 TL’ nin temyiz eden davalılardan alınmasına 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.