12. Ceza Dairesi 2015/15618 E. , 2018/3308 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK"nın 62, 52/2, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek geriği düşünüldü:
İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile tescilli kentsel ve tarihi sit alanında yer alıp, anılan Kurulun 26/01/2005 tarih ve 404 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli 2208 ada 54 parselde, Fatih Belediye Başkanlığında görevli memurlar tarafından yapılan incelemeler sonunda tanzim edilen 23/05/2011 tarihli yapı tatil tutanağı ile tescilli binanın arka cephesinde yer alan sur duvarının üzerine doğru mekanın genişletildiğinin, sur duvarının üzerine tuğla örüldüğünün, üzerinin ondülinle kapatılarak çatı yapıldığının, arka cepheye yeni bir pencere açıldığının tespit edildiği, anılan tespite ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 13/11/2012 tarihli ve 2012/60498 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı,
Tescilli 54 parsel ile bu parselin komşuluğundaki tescilsiz 53 parselde yapılan kontroller sonunda ... Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu uzmanları tarafından düzenlenen 06/12/2010 tarihli raporda, 53 ve 54 parsellerin hemen arkasında bulunan sur duvarı üzerine doğru devam ettirilerek mekanın genişletildiğinin, sur duvarı üzerine tuğla örülerek mekan elde edildiğinin ve üzerinin ondülinle kapatılarak çatı yapıldığının, teras olarak düzenlenen 53 parselin zeminine şap atıldığının ve köşeli profillerle sundurma iskeleti kurulduğunun, 54 parselde yer alan yeni mekanın arka cephesine bir pencere açıldığının, 53 ve 54 parsellerin içten kapı ile birleştirilerek sur duvarına ve bitişiğindeki tescilli yapıya zarar verildiğinin belirlendiği, anılan rapora istinaden İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 18/04/2011 tarihli ve 4566 sayılı kararı ile suç duyurusunda bulunulması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07/02/2013 tarihli ve 2013/8438 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı ve dosyanın İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/111 Esasına kaydedildiği, anılan mahkemece her iki dava dosyası arasında şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile 16/07/2013 tarihinde birleştirme kararı verildiği,
Dosya kapsamında mevcut tapu kayıtları incelendiğinde, sanık ..."nin 53 parseldeki taşınmazı tam hisse ile 14/07/1998 tarihinde, 54 parseldeki taşınmazı 128/192 hisse ile 22/02/1999 tarihinde edindiğinin, 54 parseldeki taşınmazın 64/192 hissesinin ise 13/07/2012 tarihinde ölen ... "ye ait olduğunun, taşınmazların sit alanında kaldıklarına dair tapu kaydında şerh bulunmadığının, ancak 54 parselde bulunan “kale mahallini havi kargir ev” vasıflı binanın korunması gerekli kültür varlığı olduğuna dair 15/08/2005 tarihli şerh bulunduğunun, mahkemece, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine ilişkin araştırma yapılmadığının anlaşıldığı, sanığın birleşen dosyadaki hazırlık beyanında, arka bölümdeki korunaksız bölüme briketten duvar yaptığını, görünümünü beğenmediği için bir gün sonra yıktığını, binayı satın aldığı haliyle koruduğunu, içinde ya da dışında herhangi bir tadilat yapmadığını, aşamalardaki diğer savunmalarında da, satın aldığı tarihten itibaren taşınmazlarda herhangi bir müdahalede bulunmadığını beyan ettiği, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 04/03/2014 tarihli rapor ile yalnızca 54 parselde yer alan tescilli taşınmazın incelemeye konu edilerek bu yapıdaki müdahalelerin irdelendiği ve müdahalelerin yapım tarihine ilişkin bir tespitin yapılmadığı,
54 parseldeki taşınmazın, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26/01/2005 tarih ve 404 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesinden sonra sanığın tapuda işlem yaptığına ve tescilden bu vesile ile haberdar olduğuna dair bir tespitin bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın 54 parselde yer alan taşınmazın tescilli olduğunu bildiğinin kabul edilemeyeceği, bu itibarla tescilli 54 ve tescilsiz 53 parsellerde yer alan yapıların içinde gerçekleştirilen ve dış dünyaya yansımayan eylemler nedeniyle sanığın mahkumiyetine hükmedilemeyeceği; ancak 54 parseldeki tescilli, 53 parseldeki tescilsiz yapıların dışında gerçekleştirilen ve 13/11/2012 ile 07/02/2013 tarihli iddianamelere konu edilen eylemler ile 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları arasında sayılan sur duvarlarındaki müdahaleler nedeniyle, öncelikle İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararının mahallinde ilan edildiğine dair tutanakların dosya arasına alınıp, dava konusu taşınmazlarda inşaat mühendisi, mimar ve sanat tarihçi bilirkişiler refakatinde yeniden keşif icra edilip, iddianamelere konu edilen ve dış dünyaya yansıyan müdahalelerin, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle yapım tarihleri tereddütsüz şekilde tespit edilip, müdahaleler nedeniyle 54 parseldeki tescilli yapının ya da surların zarar görüp görmediklerinin, zarar gördüklerinin belirlenmesi halinde, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümlesi, zarar görmediklerinin tespiti halinde ise, suç tarihi itibariyle İstanbul Fatih Belediyesi bünyesinde faaliyette olan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu bulunduğundan, aynı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi uyarınca sanığın mahkumiyetine dair hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.