3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12562 Karar No: 2017/2174 Karar Tarihi: 28.02.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/12562 Esas 2017/2174 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/12562 E. , 2017/2174 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili ile davalının boşandıklarını ve müşterek çocukları...."ın velayetinin davacı anneye verildiğini, boşanma sırasında nafakaya hükmedilmediğini, çocuğun ihtiyaçlarını davacının tek başına karşılayamadığını belirterek dava tarihinden itibaren aylık 350 TL nafakaya karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL iştirak nafakasının müşterek çocuk için harcanmak üzere davalı ..."dan alınarak davacı ..."e verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, nafakaya dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın karar tarihinden itibaren tahsiline yönelik hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan, yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hüküm sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir (29.05.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK). Bu bağlamda, yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. Davada kendini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava sonunda takdir edilen vekalet ücretinin davacı yararına değil de hazine yararına takdir edilmesi de doğru değildir. Ancak, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine birinci fıkra olarak "Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL iştirak nafakasının müşterek çocuk için harcanmak üzere davalı ..."dan alınarak davacı ..."e verilmesine," ibaresinin yazılması, hükmün beşinci fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine " Davada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.800 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine"" yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.