10. Hukuk Dairesi 2018/1073 E. , 2018/5000 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ... ... sigortalılığının ve tahsis talebini takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, Mahkemece verilen 12.11.2015 tarihli karar, dairemizin 06.06.2016 günlü ve 2015/25186 Esas, 2016/9274 Karar Sayılı ilamıyla; “davacı hakkında, 18.05.2011 tarihli tescil işlemi ile geriye doğru sigortalılık sürelerinin tevkifatlara göre belirlendiği dikkate alındığında özellikle 5510 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddesinin ikinci fıkrasında belirlenen “Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ... odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” Hükmü bakımından herhangi bir irdeleme bulunmaksızın salt geçici 54’üncü maddesinin uygulanabileceği kabul edilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, ilk bozma kararımız çerçevesinde 2003 yılı sonrasındaki tarımsal faaliyetin bulunup bulunmadığı hususunda da herhangi bir irdeleme yapılması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece bozmaya uyularak, davacı hakkında 5510 Sayılı Yasanın geçici 54’üncü maddesi kapsamında faydalandırılması gerektiği kanaati ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise, de, 5510 sayılı Yasanın geçici 54’üncü maddesinde yer alan “Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ... odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” Hükmü karşısında, 2011 yılında tevkifata dayalı olarak ... odası kaydının geriye yönelik olarak yapıldığı anlaşılan davacı hakkında, geçici 54’üncü madde hükümlerinin uygulanması mümkün değil iken, maddedeki şartları taşıdığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Diğer taraftan, davacı hakkında bozma sonrası yapılan yargılamada 2003 yılından sonraki dönem bakımından tarımsal faaliyetine esas olacak şekilde herhangi bir tevkifat, ürün teslimi, prim ödemesi veya başkaca bir delilin de sunulamamış olması karşısında 2003 yılından sonraki yıllar bakımından davanın ispat edilemediğinin kabulü zorunlu hale gelmiştir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda değerlendirme yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.