Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/11455 Esas 2019/781 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11455
Karar No: 2019/781
Karar Tarihi: 30.01.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/11455 Esas 2019/781 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/11455 E.  ,  2019/781 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı vekili, davacı üniversitenin Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi gören dava dışı ..."nün tedavi giderleri karşılığında davalı ..."nün kefil olarak 26/10/2003 düzenleme ve 09/09/2004 vade tarihli senedi imzaladığını, tedavi giderlerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamı ile %20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın zamanaşımından aksi halde esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ilamsız takibe konu edilen 26/10/2003 düzenleme ve 09/09/2004 vade tarihli senetten dolayı alacağını istemiş; mahkemece, hastanın tedavi gördüğü ve senedin tanzim edildiği tarih ile icra takip tarihi arasında en uzun 10 yıllık zaman aşımı süresinin bile dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Vade tarihinden, 24.07.2013 olan takip tarihine kadar kambiyo senetleriyle ilgili 3 yıllık zamanaşımının dolduğu ancak yapılan takibin genel haciz yolu ile olduğu, davacının temel ilişkiye dayandığı açıktır. Öyle ki, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki ilişki üçüncü şahıs yararına sözleşmedir. Bu sözleşmede davacı hastane, hastanın tedavisini üstlenmekte, davalı hasta yakını da tedavi giderlerini davacıya ödemeyi borçlanmaktadır. Davacı davasını üçüncü şahıs yararına sözleşme ilişkisine dayanarak açtığından sözleşme tarihinde yürürlükte olan B.K.’nun 125.maddesine göre genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl uygulanır. Dayanak icra dosyası incelendiğinde, ilamsız takibe 24/07/2013 tarihinde başlanıldığı ve alacağın muaccel olduğu senedin vade tarihi olan 09/09/2004 tarihi esas alındığında, takibin 10 yıl içinde başlatıldığı değerlendirilmiştir. O halde, zamanaşımı süresi dolmadan talep edilen alacağa ilişkin, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.