10. Hukuk Dairesi 2018/679 E. , 2018/4999 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalı Kurum tarafından yersiz ödendiğinden bahisle tahakkuk ettirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenmeyen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen 19.02.2015 tarihli karar, Dairemizin 2015/14160 Esas, 2016/5153 K. sayılı İlamı ile; “….davacı hakkında sahte evrak düzenlemekten ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1197 soruşturma sayılı dosyasının derdest olduğu ve ilgili dosyanın getirtilmediği, her ne kadar ... Başkonsolosluğunca çalışmaya ilişkin bilgi verilmiş ise de, fiili çalışmanın bulunup bulunmadığı hususunda (özellikle, bildirim dönemini kapsar şekilde ülkeye giriş çıkış kayıtlarının celbi ile bildirim döneminde davacının Türkiye’de bulunup bulunmadığı, çalıştığı iddia edilen işyerinde davacıya ait bilgi ve belgeler, söz konusu işyerinin kapsam ve faaliyeti ve davacının yapmış olduğu iş yönünde) mahkemece araştırma yapılmadığı anlaşılmakla, belirtilen hususlarda araştırma yapılıp fiili çalışmanın varlığı hususundaki sonuca göre karar verilmesi” gereklerine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, bozma sonrasında dava dışı Büyükelçilik tarafından 29.01.2014 tarihli ve davacı hakkında çalışma sürelerinin 23.12.1982-25.12.1988 tarihleri arasında geçtiğine dair belgenin dayanak belgelerinin araştırılmaması karşısında, öncelikle Büyükelçilik nezdinde tutulan çalışamaya dair verileri içerir kayıt ve belgelerin araştırılması ile ... Ülkesi ve sigorta mercileri tarafından tutulan kayıtlar ve çalışılan işyeri ve işverenler tarafından hazırlanmış belgeler ile çalışmanın varlığına işaret eden başkaca sigorta kayıtlarının olup olmadığı hususları araştırılmalı ve ibrazı sağlanmalıdır. Yine uyuşmazlığa konu dönemde bozmadan sonra gelen pasaport fotokopisi üzerinden anlaşıldığı kadarıyla davacının en son 18.11.1985 tarihli ülkeye giriş kaydından sonra çıkış yaptığına dair ileriki bir tarihe işaret eden mührün bulunmaması karşısında yurt dışına giriş çıkışına ilişkin kayıtlarında tamamının dosyaya kazandırılması ile fiili çalışmanın ispatına yarayacak delillerin varlığı halinde kabul kararı verilmeli, fiili çalışmanın ispatlanamaması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.05.2018 günü oybirliği ile karar verildi.