Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/199
Karar No: 2018/4996
Karar Tarihi: 22.05.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/199 Esas 2018/4996 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/199 E.  ,  2018/4996 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, aksi Kurum işlemlerinin iptali ile yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden tahsisi ile faizi ile birlikte kurumdan tahsili gerektiğinin ve Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile Kurumca tahakkuk ettirilen ... güvenlik destek primlerinin de iptali ve sonradan bağlanan aylıklardan yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    08.12.1993 tarihinde yapılan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki tescil işlemi ile ... Yakıt A.Ş.’de 20.11.1992 tarihinden itibaren Kurucu ortak olduğu kanaati ile sigortalılığı başlatılan davacı hakkında, ... Yakıt A.Ş.’deki ortaklığının yanı sıra 2 farklı limited şirkette devam eden ortaklıkları nedeniyle 25.09.2012 tarihli tahsis talebine istinaden 20.11.1992 - 02.06.2011 ve 16.05.2012 - 02.07.2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık verilmesi ve son döneme ilişkin olarak doğan primlerinin de 25.09.2012 ve 28.09.2012 tarihlerinde tahsilinden sonra 2829 sayılı Yasa kapsamında hizmet birleştirmesi yapılarak 506 sayılı Yasa kapsamında geçen hizmetlerin dikkate alınması ile 01.10.2012 tarihinden itibaren (7220 gün üzerinden 1479 sayılı Yasa kapsamında) kendisine yaşlılık aylığı tahsisi yapılan ve şirket ortaklıklarının devam ettiği düşüncesi ile 01.11.2012 tarihinden itibaren de 1479 sayılı Yasanın ek 20’ncı maddesi kapsamında ... güvenlik destek primi tescili yapılan davacının, 2013 yılında ... güvenlik destek primlerinin iptalini sağlamak amacıyla kuruma başvurduğu ve 25.02.2011 tarihi itibari ile tüm şirketlerdeki ortaklıklarından ayrıldığını belirtmesi üzerine, davalı kurumca yeniden yapılan inceleme ile davacının, ... A.Ş.’deki ortaklığının kurucu ortaklık değil babadan kalan miras yolu ile devralınmış paydan ibaret olması, ... İn. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki ortaklığının ilk kez 16.12.1992 tarihinde başlaması ve en son 25.05.2011 tarihi itibari ile sona erdiğinin tespit edilmesi üzerine davacının zorunlu sigortalılık sürelerinin yeniden tespiti ve buna göre 16.12.1992 - 25.05.2011 tarihleri arasında kabul edilerek toplam gün sayısının 7165 günde kalması ve tahsis şartlarının kaybolması üzerine, 12.03.2014 tarihli işlemi ile aylığı başlangıcından itibaren iptal ederek, 01.10.2012-19.01.2014 tarihleri arasında davacıya yapılan ödemelerin 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” bendi kapsamında yapılan faizsiz borç tahakkuku nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2010 günlü ve 2010/10-465 Esas, 2010/472 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davaya konu olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; başlangıçta tescili ve prim ödemesi olmayan davacının sonradan geriye yönelik yapılan prim ödemeleri nedeniyle, ... sigortalısı sayılıp sayılmayacağı, ... Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin somut olaya uygulanması olanağı bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 üncü ve 25 inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, Kanunun 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer ... güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, ... ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya ... ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur.
    Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; Kurumca kabul edilmediği anlaşılan 20.11.1992-15.12.1992 tarihleri ile 16.05.2012-02.07.2012 tarihleri arasında kalan dönem bakımından vergi, meslek kuruluşu ve ... sicil kaydı olmayan davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, somut olayda Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanma şartları da oluşmadığından objektif iyi niyet kuralının olayda uygulanması da olanaksızdır.
    Ne var ki, 20.11.1992-15.12.1992 tarihleri bakımından 1993 yılından itibaren devam eden prim ödemeleri nedeniyle davacı hakkında zorunlu sigortalılığın son
    bulduğu 25.05.2011 tarihinden itibaren zorunlu sigortalılık süreleri dışında fazla ödemenin varlığı halinde 25.05.2011 tarihinden sonrası dönem bakımından isteğe bağlı sigortalı olabileceği dikkate alınmalıdır. Şayet bu tarih itibari ile fazla ödemenin bulunmadığı anlaşılırsa bu kez de 25.09.2012 ve 28.09.2012 tarihlerinde yapılan son ödemelere göre ve ancak ödeme tarihlerinden ileriye yönelik olarak isteğe bağlı sigortalı sayılabilecektir.
    Hal böyle olunca, mahkemece davacının şirket ortaklıklarına göre, ... güvenlik destek primi tescili ve iadesi hakkında yapılan irdeleme ve sorumluluğunun bulunmadığına ve iadesi gerektiğine dair kabulü yerinde ise de, tahsis şartları bakımından, yukarıda açıklandığı şekilde 20.11.1992-15.12.1992 tarihleri arasındaki dönem bakımından 25.05.2011 tarihi itibari ile fazla ödemelerinin bulunup bulunmadığı hususu davalı kurumdan sorulmak suretiyle belirlenmeli, varlığı halinde fazla primlerin karşıladığı gün kadar bu tarihten (25.05.2011) itibaren isteğe bağlı sigortalı sayılabilmesinin mümkün olduğu, yokluğu halinde ise ancak ödeme tarihlerinden (25.09.2012 ve 28.09.2012) itibaren ileriye doğru isteğe bağlı sigortalı olunabileceği dikkate alınmak suretiyle, tahsis şartlarının oluşup oluşmadığı hususu davalı kurumdan sorularak, yeniden irdelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi