12. Ceza Dairesi 2017/5423 E. , 2018/3298 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile 765 sayılı TCK" nın 455/2-son, 59, 40. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda, 01/04/2008 tarihli karar ile sanığın 765 sayılı TCK"nın 455/2-son, 59, 40. maddeleri ile 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 152TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın, 07/05/2008 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştirildiği, daha sonra sanığın, 30/06/2011 tarihinde “kaçakçılık” suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2012 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği, anılan mahkumiyet hükmünün de temyizde onanmak suretiyle 11/11/2014 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada, 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmış ise de;
Sanık hakkında dikkatsizlik ve tedbirsizlikle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verme suçundan Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2005 tarih 2005/168 esas, 2005/500 karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı üzerine, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/13 esas sayılı dosyasının tensip ara kararı ile sanığa müdafii atanmasına karar verildiği, sanığın müdafi huzurunda 25.07.2006 tarihinde savunmasını yaptığı, ancak sanık müdafi Av. ...’in 03.12.2007 tarih ve aynı tarihli havale içeren dilekçe ile Aralık ayı celp döneminde askere gideceğini, bu nedenle müdafilik görevinden çekildiğini belirterek, sanığa yeni bir müdafii atanması hususunda talepte bulunduğu, ancak mahkemesince bu konuda işlem yapılmadan sanığın yokluğunda karar verilerek, daha önce 23.05.2007 tarihli yetki belgesinde adı geçen ve müdafilik görevinden çekilen müdafinin ortağı olduğu bildirilen Av. Erhan Aksoy’a gerekçeli kararın tebliğ edilerek kesinleştirme işleminin yapıldığı, kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmaması sebebiyle, 01/04/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulünce kesinleştiğinin ve beş yıllık denetim süresinin başlaması ile 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesi uyarınca dava zamanaşımının durduğunun kabul olunamayacağı, bu durumda, sanık yönünden zamanaşımını kesen en son işlemin 25/07/2006 tarihli sorgu olup, 01/04/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı usulünce kesinleşmediğinden, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlendiği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına dair 26/03/2015 tarihli kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun 455/2- son maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç, anılan suç aynı Kanunun 102/3. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Sanığın savunmasının alındığı 25.07.2006 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının DÜŞMESİNE, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.