Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20817
Karar No: 2017/1821
Karar Tarihi: 10.04.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20817 Esas 2017/1821 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/20817 E.  ,  2017/1821 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın asıl dava konusu 19 parça taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, tazminat istemlerinin ise tapu iptali ve tescile yönelik hüküm kurulduğu gerekçesiyle reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ...’nun dava konusu 21 parça taşınmazdaki paylarının tamamının vekil tayin ettiği kardeşi davalı ... tarafından, mirasbırakanın ölümünden sonra diğer kardeşi davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, vekil ile temlik alan davalıların mirasbırakanın ölümünden haberdar olup el ve işbirliği içinde bulunduklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa şimdilik 58.736,00 TL’nin kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş; aşamada, davaya asli müdahil olarak katılan mirasbırakanın eşi ... de, davacının dava konusu ettiği 21 parça taşınmazın yanında 135 ada 7 ve 118 ada 82 parsel sayılı taşınmazlarlarla ilgili olarak davacı ile aynı iddiaları ileri sürerek tapu iptali ile miras payı oranında adına tescilini, mümkün olmazsa şimdilik 15.000 TL taşınmaz bedelinin davalılar ... ve ...’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı vekil ... ve temlik alan ..., kardeşleri mirasbırakanın son arzusunu yerine getirmek amacıyla usulünce verilmiş vekaletname ile dava konusu taşınmazların devri için tapu müdürlüğüne birlikte başvurduklarını ancak satış işlemleri tamamlanmadan mirasbırakanın öldüğünü, sürecin uzamasının tapu müdürlüğünün işleyişi ile ilgili olduğunu düşündüklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Diğer davalılar, satış işlemlerinin usulünce gerçekleştirildiğini, tapu memurlarının vekil edenin ölü olup olmadığını araştırmak gibi bir yükümlülüklerinin bulunmadığını bu sebeple kendilerine kusur yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı ... adına yapılan tescil işlemlerinin yolsuz olduğu gerekçesiyle resmi satış senedinde yer almayan 118 ada 7 ve 155 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar dışında kalan asıl dava konusu 19 parça taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, tazminat istemlerinin ise tapu iptali ve tescile yönelik hüküm kurulduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, asıl ve müdahil davacının mirasbırakanı ...nun kayden maliki olduğu dava konusu 21 parça taşınmazın satışı hususunda kardeşi davalı ..."i 18.06.2012 tarihinde vekil kıldığı, mirasbırakanın 27.06.2012 tarihinde öldüğü, vekil tarafından taşınmazların (118 ada 7 ve 155 ada 7 parseller hariç) mirasbırakanın ölümünden sonra 26.07.2012 tarihinde kardeşi diğer davalı ..."a satış suretiyle temlik edildiği, mirasbıranın ölümüyle geriye mirasçıları olarak ilk eşinden olma kızı davacı ... ile ikinci eşi asli müdahil ..."nin kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 6098 sayılı TBK"nun 513. maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur.
    Somut olayda, mirasbırakanın ölümü ile vekalet sözleşmesinin sona erdiği, vekaletin ölümden sonra da devam edeceği kararlaştırılmadığı gibi, işin niteliği itibariyle ölümden sonra devam edeceğini söyleyebilme olanağının da bulunmadığı, öte yandan, mirasbırakanın kardeşleri olan davalılardan vekil ... ile temlik alan ..."ın, vekil edenin ölümünü, başka bir deyişle vekalet yetkisinin sona erdiğini bilerek işlem yapması durumunda, anılan işlemin yolsuz tescil niteliği taşıyacağı ve adı geçen davalıların Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı ..."ın bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine.
    Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Vekil ... tarafından, mirasbırakanın dava konusu edilen 105 ada 37 ile 113 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan 64/4032"şer payının davalı ..."a temlik edildiği, temlikten sonra 09.10.2012 tarihinde 105 ada 37 parselin ifrazı sonucu 105 ada 53,54 ve 55 parsellerin; 113 ada 6 parselin ifrazı sonucu ise 113 ada 56 ve 57 parsellerin oluştuğu görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. fıkrasında; " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. " hükmüne yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasın da tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu düzenlemede hakimin doğru sicil oluşturma görevi gereğince infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hüküm oluşturulması gerektiği açıktır. Mahkemece, kaydı kapatılan kadastral parseller üzerinden karar verilmesi doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olup, davacılar murisinin ifraz öncesi 105 ada 37 ile 113 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan (60/4032"şer) payının, ifraz sonucu oluşan parsellerin herbirine ne kadarının yansıdığının saptanması ve murisin saptanan payları üzerinden hüküm kurulması gerekirken kapalı kayıt üzerinden infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326. maddesinde; “...Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme gereğince yalnız aleyhine hüküm kurulan davalılar yerine tüm davalıların vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları da isabetsizdir. .
    Davalı ..."in temyiz istemine gelince;
    Bilindiği üzere, Anayasanın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.
    Ne var ki, mahkemece "davacının tazminat talebinin tapunun iptali ile ... mirasçıları lehine tescili nedeniyle reddine" dair hüküm kurulmuş olup, reddin usulden mi esastan mı olduğu açık değildir.
    Hâl böyle olunca, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü çalışanı olan davalı ..."e yönelik tazminat istemlerinin niteliği ve davalının sıfatı gözetilerek yukarıda yer alan düzenleme ile 6100 sayılı HMK. nun 297/1-c ve 297/2. maddesine uygun biçimde delillerin tartışılması, red nedenlerinin açık bir şekilde gösterilmesi, sonuca göre adı geçen davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken hiçbir gerekçe içermeyen yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Asli müdahilin temyiz istemine gelince;
    6100 sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere " bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır." Dolayısıyla bir kimsenin asli müdahil olarak kabul edilebilmesi, dava konusu edilen şey üzerinde müstakil ve bağımsız hak talebinde bulunulması halinde mümkündür.
    Somut olayda, mirasbırakan ..."in mirasçılarından ..."nin, asıl dava konusu 104 ada 29, 105 Ada 29, 105 ada 33, 105 ada 37, 109 ada 5, 110 ada 6, 110 ada 7, 110 ada 11, 110 ada 12 , 111 ada 2, 112 ada 4, 113 ada 6, 113 ada 26, 120 ada 4, 128 ada 48, 133 ada 7, 133 ada 46, 135 ada 39, 141 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar ile asıl davaya konu edilmeyen 135 ada 7 parsel ile 118 ada 82 parsel sayılı taşınmazlar yönünden toplam 15.000,00 TL dava değeri üzerinden harç yatırarak hak talebinde bulunduğu, bu talebin miraspayına yönelik ayrı bir dava niteliğinde olduğu, davanın niteliği, delillerin eldeki dosyada toplanmış olması ve usul ekonomisi nedeniyle tefrikinde hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmakla davacı ..."nin istemde bulunduğu 135 ada 7 ile 118 ada 82 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de araştırma yapılıp toplanan delillere göre olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir.
    Davacı ... ile davalılardan ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi