12. Ceza Dairesi 2017/4879 E. , 2018/3296 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık ... hakkında;TCK" nın 85/1, 62, 50/4-1- a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında; TCK"nın 85/1, 62, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 26.11.2015 tarihli 2015/55 esas, 2015/18387 karar sayılı bozma ilamında “10.07.2013 günü saat 23:50 sıralarında 229 promil alkollü ölen sürücü ..."in yönetimindeki motosiklet ile yerleşim yeri içinde, 10.70 metre genişliğinde, aydınlatması olan, orta refüj ile bölünmüş, tek yönlü, düz, eğimsiz, kuru, asfalt kaplama yolda, Silifke yönünden Erdemli yönüne seyrederek olay yeri M Oil Petrol önlerine geldiğinde, sağ taraftan yola giren sanık yayalar ... ve ...’ye aracının ön kısmı ile sol şerit üzerinde çarpması ile motosiklet sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve vefatı ile sonuçlanan olayda, sanık ..."in motorsiklet sürücüsünün kamyonun arkasından hızla gelip orta kaldırıma yaklaşıp yolu geçtikleri sırada kendilerine çarptığı” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bu oluş karşısında, sanıkların motorsikletin seyir istikametini bozmadığı, dolayısıyla kendilerine atfedilecek kusur bulunmadığı gözetilmeden beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi” gerekçesiyle bozma kararı verildiği, mahkemenin 18.10.2016 tarihli ara kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar vermesine karşın Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 Tarih 2013/12-13 Esas, 2014/80 Karar Sayılı Kararını emsal göstererek yayaların cezai sorumluluğunun kabul edildiğini belirterek sanıkları asli kusurlu kabul edip, haklarında yeniden mahkumiyet hükmü tesis ettiği, ancak Dairemizin bozma ilamında da açıkça anlatıldığı üzere yayaların cezai sorumluluğunun bulunmadığına ilişkin bir bozma kararı verilmediği, “sanık ..."in motorsiklet sürücüsünün kamyonun arkasından hızla gelip orta kaldırıma yaklaşıp yolu geçtikleri sırada kendilerine çarptığı” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bu oluş karşısında, sanıkların motorsikletin seyir istikametini bozmadığı, dolayısıyla kendilerine atfedilecek kusur bulunmadığı” gerekçesine dayanılarak bozma kararı verildiği gözetilerek, sanıkların beraatleri yerine, karara direnilmeden, bozma kararı işlevsiz bırakılacak şekilde, olaya emsal olmayan Yargıtay C.G.K kararına yanlış anlam verilerek mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Sanık ... hakkında tayin edilen 2 yıl 6 ay hapis cezanın adli para cezasına çevrilmesi sırasında, adli para cezasının 910 gün yerine 900 gün olarak hesap edilmesi nedeniyle, hesap hatası yapılarak sonuçta 18.200 TL yerine 18.000 TL olarak eksik ceza tayini,
2- Sanık ... hakkında tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken belirlenen denetim süresinin mahkum olunan cezadan az olamayacağının gözetilmemesi, ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine ve denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının belirtilmesine karşın uygulama maddelerinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.