18. Ceza Dairesi 2019/15985 E. , 2020/7826 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 32/2 ve 53. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 57/1 ve 57/2. maddeleri uyarınca sanığın yüksek güvenlikli bir sağlık kuruluşunda 3 ayı geçmemek üzere koruma ve tedavi altına alınmasına dair İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2018 tarihli ve 2015/159 esas, 2018/477 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 32. maddesinde yer alan “ (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir” şeklindeki düzenlemeye göre, sanığın 32. maddenin 2. fıkrası kapsamında kalan akıl hastalığının bulunması durumunda, hükmedilen cezadan indirim yapılabilmesinin ve mahkûm olunan cezanın süresi aynı olmak koşuluyla kısmen veya tamamen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanabilmesinin mümkün olduğu, somut olayda mahkemece ya sadece ceza verilmesi ya da hükmolunan cezanın süresi aynı olmak koşuluyla kısmen veya tamamen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, adı geçen sanık hakkında cezaya hükmedilmesinden sonra ayrıca 5237 sayılı Kanun"un 57. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1. maddesinde “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklinde ve aynı Kanun"un 125/3-c maddesinde ise "Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz." şeklinde düzenlemelerin yer aldığı, yargılama konusu somut olayda sanığın katılana hitaben “Allah’ını sinkaf ettiğim o..” dediğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-c maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, anılan Kanun"un 125/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.”denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
A. Bir Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK"nın 32. maddesinde; “(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece TCK’nın 32/2. maddesi kapsamında kalan sanığa, ya sadece ceza verilmesi ya da hükmolunan cezanın süresi aynı olmak koşuluyla kısmen veya tamamen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında cezaya hükmedilmesinden sonra ayrıca 5237 sayılı Kanun"un 57. maddesi gereğince hükmedilen ceza süresinden de fazla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmedilmesi hukuka aykırıdır.
B. İki Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesinde: “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklinde hakaret suçunun tanımlandığı,
TCK’nın 125/3-c. maddesinde ise, hakaret suçunun, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi halinde cezanın alt sınırının bir yıldan az olamayacağı belirtildiği görülmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın katılana hitaben: “Allah’ını sinkaf ettiğim o..” dediğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın TCK’nın 125/3-c maddesi uyarınca cezalandırılması yerine, TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca cezalandırılması hukuka aykırı görülmüştür.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2018 tarihli ve 2015/159 esas, 2018/477 sayılı kararının aleyhe sonuç doğurmamak üzere 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.