Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16924
Karar No: 2016/8503
Karar Tarihi: 18.10.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/16924 Esas 2016/8503 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/16924 E.  ,  2016/8503 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-davalılardan... istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R

    Asıl ve birleştirilen dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, 983(11) parsel sayılı 17 m2"lik taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, hazine adına tescili gerekirken usulsüz olarak ihdasen Seyhan Belediyesi adına tescil edildiğini ve bu belediyece yapılan 37 nolu imar düzenlemesi sonucu 4986 ada 1 sayılı imar parseline gittiğini, bilahare Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamasıyla da 4986 ada 2, 4973 ada 11 ve 11267 ada 2 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; taşınmazın halen park alanında kaldığını; ancak, anılan şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; 4986 ada 2, 4973 ada 11 ve 11267 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 17 m2"lik kısmının iptali ile 983 sayılı kadastral parselin hazine adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, "775 sayılı Gecekondu Yasası 3/1 md uyarınca Hazine adına olan ve Belediye sınırları içinde yer alan taşınmazların Belediye adına tescilinin gerektiği, 3/5/1985 tarihli 3194 sayılı imar kanunun 11. maddesi gereği, "Hazırlanan imar planı sınırları içinde bulunan yollar, meydanlar, meralar" planın onaylanmasıyla vasıflarını kendiliğinden kaybedeceğinden ve dava konusu taşınmaz mevkii itibariyle Belediye sınırları ve imar planı çalışmaları kapsamında kaldığından, davacı Hazine ile mülkiyet bağı kalmayacağından, davacı Hazinenin bu davayı açma hakkının bulunmadığı" gerekçesiyle davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
    ./..
    2015/16924 - 2016/8503 -2-

    Hükmü, davacı Hazine vekili ile dahili davalı ...i ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
    Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Somut olayda; davalılar...rı aleyhine açılan ve 14.10.2009 tarihinde birleştirilen Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1019-1629 sayılı dava dosyasından gerekçeli kararda sözedilmemiş, birleştirilen dosyanın davalıları karar başlığında gösterilmemiş ve birleştirilen dava hakkında hüküm kurulmamıştır. O halde, yukarıda değinilen usul kurallarına aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Kabule göre de; bilindiği üzere, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
    Öte yandan; çekişmeli taşınmazın belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet kanun gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi, diğer taraftan; 775 sayılı Kanunun 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun ile ilga edilmiş ise de bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerektiği açıktır. Ayrıca kapanmış yollar bakımından da 3194 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü uyarınca belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği gözden uzak tutulmamalıdır.

    ./..
    2015/16924 - 2016/8503 -3-

    Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... 37 no"lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede... imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek idari yargı kararlarının kesinleştiği, ayrıca dava konusu imar parsellerinden 4986 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 260.41 m2’lik kısmında Adana Kadastro Mahkemesinin 08.03.2013 tarih 2011/25 E. 2011/87 K. sayılı ilamı ile "orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına mükerrer olduğu" beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. Nevarki, mahkemece hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, çekişmeli taşınmazın imar uygulamaları öncesindeki niteliği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmamıştır. Mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan teknik bilirkişilerin raporu ve ek raporları da hükme elverişli ve yeterli değildir. Özellikle, 983 sayılı ihdas parselinin ihdas edildiği tarihteki kadastral paftası ile imar uygulamaları sonucu bu alan üzerinde oluşturulan bölümlere ilişkin imar krokileri getirtilmemiş; bilirkişilerce, çekişme konusu 983 parsel sayılı taşınmazın ihdas edildiği tarihteki niteliği başka bir ifadeyle hangi vasıftayken (yol, taşlık, vs. gibi) ihdas işlemi yapıldığı, bu alan üzerinde Seyhan Belediyesinin şuyulandırma işlemiyle hangi imar parsellerinin veya park, yol, vs. gibi alanların oluşturulduğu, bilahare Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından hangi vasıftayken düzenleme kapsamına alındığı ve bu şuyulandırmayla da 983 sayılı kök parsel sınırları üzerinde oluşturulan alana ilişkin şüpheye yer bırakmayacak biçimde net bir tespit ve açıklama yapılmamış ve rapor eki krokiye de yansıtılmamış; mahkemece, taşınmazın Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığı açıkça belirlenmemiştir. Öyleyse, noksan soruşturmayla yetinilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davada Çukurova Belediye Başkanlığı taraf olmadığı halde anılan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Hal böyle olunca; yukarda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, dava konusu taşınmaza ilişkin imar uygulamaları öncesi ve sonrasını gösterir kadastral ve imar paftaları ile çekişmeli alanla ilgili tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgelerin (yola terkin, şuyulandırma vs. ilişkin belgeler) getirtilmesi, yine davaya konu taşınmazın 775 sayılı Kanunun yürürlük tarihi itibariyle belediye sınırları içinde kalıp kalmadığının araştırılması, 4986 ada 2 sayılı imar parselinin tapu kaydının beyanlar hanesinde yeralan orman belirtmesi de dikkate alınarak mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması ve dava konusu 983 sayılı ihdas parselinin imar uygulamaları öncesi ve şuyulandırmayla oluşturulan vasıflarının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle asıl

    ./..
    2015/16924 - 2016/8503 -4-

    ve birleştirilen dava hakkında karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek ve sadece asıl davayla ilgili hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekili ile davalı Orman Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi