Davacı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. vekili Avukat C. G. tarafından, davalı M.. S.. aleyhine 01/02/2010 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Ziraat Bankası Şırnak Şubesi"nde servis görevlisi olarak çalışan davalının, 2005-2008 yılları arasında İl Sağlık Müdürlüğü"nün hesabından dava dışı şahısların hesaplarına para yatırma ve EFT işlemleri ile gerçekleştirilen zimmet suçuna iştirak ettiğini, hesaplardan usulsüz olarak toplam 118.650.00 TL para çekildiğini, 97.820.00 TL"sinin ise iade edildiğini, bu nedenle 20.830.00 TL ana para zararı oluştuğunu belirterek 20.830.00 TL"nin mal edinildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sözkonusu alacağın davacı tarafından davalı kuruma ödenmiş olduğu, ödeme sonrası ortaya çıkan uyuşmazlığın sözkonusu alacağın faizine işkin olduğu, ancak faiz yönünden davacının temerrüt halinin oluşmadığı, temerrüt hali oluşmadığından ilgili faizin ödetilmesine karar verilmesi halinde bunun sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalının Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi"nin 10/01/2013 tarih, 2009/356 Esas, 2013/5 sayılı kararı ile suçu sabit görülerek "Basit Banka Zimmeti" suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, zimmete geçirilen 20.830.00 TL"nin davalı tarafından 10/05/2012 tarihinde davacının hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu asıl alacağın kaynağı haksız eyleme dayalıdır. Haksız eylem tarihi itibariyle temerrüde düşülmüş olacağından ayrıca ihtar gerekmez. Dava dilekçesinde hem zimmete geçirilen ana para hem de faizinin talep edildiği gözönüne alındığında, mahkemece temerrüt oluşmadığı gerekçesiyle faiz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; dava tarihinden sonra ana paranın ödenmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. .