12. Ceza Dairesi 2016/246 E. , 2018/3249 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İscehisar Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2013 tarih ve 2011/143 Esas, 2013/108 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne dava ihbar olunmadığı gibi gerekçeli karar da tebliğ edilmediğinden usulünce kesinleşmediği görülerek yapılan incelemede;
1- Sanığın, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 11/02/1999 tarih ve 766 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilip, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 21/06/2007 tarih ve 1984 sayılı kararı ile sit derecesi 2. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenen bölgedeki tapulu taşınmazda intikal nedeniyle iştirak halinde mülkiyet sahibi olduğu, taşınmaz üzerinde sanık tarafından izinsiz gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahalelerden dolayı 13/11/2011 tarihli iddianame ile dava açıldığı, İscehisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/143 Esas, 2013/108 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama kapsamında 24/04/2012 tarihinde keşif icra edildiği;
Keşfe katılan inşaat bilirkişisince düzenlenen raporda; tek katlı, badanalı, yığma kagir yapının konut olarak kullanıldığının, bahse konu yapının üzerine inşa edilen ilave katın ve teraslı çatı katının yalnızca pencere ve kapı boşlukları bırakılarak duvarlarının örüldüğünün, sıvasının yapılmadığının, dolayısıyla kaba inşaat aşamasında kaldığının, yapı taşıyıcı malzemesi olarak kullanılan blok tuğla malzemenin canlılığı ve ağır yıpranmaya uğramamış olması sebebiyle, teraslı çatı katı altında bulunan katın en fazla 2 sene önce yapılmış olabileceğinin belirtildiği, aynı keşfe katılan arkeolog bilirkişi raporunda da, oturulur vaziyette olan ilk katı sıvalı, ikinci katı ise tuğla duvar örgülü, sıvasız ve kaba inşaat halinde olup, üst örtüsü yarı kısmına kadar kiremit kaplı, bir kısmı üzerinde de teras ve üzeri sac malzeme ile sundurma şeklinde kapatılmış durumda yapının varlığından söz edildiği;
İnceleme konusu dosyada, 26/03/2013 tarihli iddianame ile sanık hakkında, sit alanında ruhsat almadan kaçak inşaat yaptığı iddiasıyla dava açıldığı, 07/02/2014 tarihinde icra edilen keşif sonrası inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; kaba inşaat halinde bırakılan katların sıva ve boya işlerinin yapıldığının, kapı ve pencerelerin takıldığının, elektrik ve mekanik tesisat imalatlarının tamamlanmış ve kullanılır olduğunun belirtildiği, İscehisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/143 Esas, 2013/108 Karar sayılı dosyası kapsamında 24/04/2012 tarihinde icra edilen keşfe de katılmış olan arkeolog bilirkişi raporu ile de, inşaatın ilerletilerek bitirildiğinin, ikinci katın oturulur duruma getirilmiş, sıvanmış ve boyanmış olduğunun, terasın olduğu kısım da dahil yapının tamamen sıvanıp boyanmış halde bulunduğunun belirlendiği anlaşılmakla;
Sanığın, 13/11/2011 tarihli iddianame ile dava açılıp hukuki kesinti gerçekleştikten sonra, kaba inşaat halindeki yapıda çalışmalara devam ederek, 07/02/2014 tarihli keşifte gözlemlendiği üzere yapının ikinci katı ile çatı katını kullanılır duruma getirdiği, inşai faaliyetin aşamalarının, gerek incelenen dosyada gerekse dosya içerisine alınan İscehisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/143 Esas, 2013/108 Karar sayılı dosyasında mevcut fotoğraflardan açık bir şekilde görüldüğü, dolayısıyla, hukuki kesintiden sonra yapılan müdahalelerin yeni bir suç oluşturacağı ve sanığın 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, “sanığın ceza aldıktan sonra söz konusu inşaatın çatısını ve sıvalarını yaptırdığı, bu eylemlerin yeniden inşai bir faaliyet kapsamına girmediği, devletin söz konusu inşaatı verilen ceza sonrasında yıkmamış olması neticesinde vatandaşın suça devamına göz yumduğu” şeklindeki isabetsiz gerekçe ile beraat hükmü tesisi kanuna aykırı,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “26/02/2013” şeklinde gösterilmesi,
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.