Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15809
Karar No: 2017/1776
Karar Tarihi: 06.04.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15809 Esas 2017/1776 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/15809 E.  ,  2017/1776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali-tescil istemine ilişkin davanın reddi ile, davalı ... bakımından tazminat isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.03.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir.
    Davacı, ortak iş yapabilmek için dava konusu 1729 ada 5 parsel sayılı taşınmazını dava dışı...e teminat olarak vermek üzere davalı ...’ı 20/11/2013 tarihinde satış yetkisini de içeren vekaletname ile vekil tayin ettiğini, davalı ...’in çekişmeli taşınmazı vekalet görevini kötüye kullanarak diğer davalı ...’e devrettiğini, vekil ... ile davalı ...’nin çıkar ve iş birliği içerisinde kendisini zarara uğrattıklarını ileri sürerek çekişmeli taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 792.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasını istemiş, 22/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dayandığı maddi vakıaları değiştirdiğini bildirmiş ve yargılama sırasında da tazminat isteğini 1.395.707,00 TL ye arttırmıştır.
    Davalı ..., çekişmeli taşınmazı satın almadan önce ne kendisinin ne de işlerini yürüten oğlu ...in, davacı ... ile diğer davalı ...’ı tanımadığını, çekişmeli taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iyi niyetli olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları da kabul etmemiştir.
    Davalı ..., davacının arkadaşı olduğunu, birlikte iş yapmaya karar verdiklerini, davacının taşınmazı teminat olarak göstermek üzere kendisini vekil kıldığını, ipotek tesis edilememesi nedeniyle taşınmazı diğer davalı ...’ye devrettiğini, devir karşılığında para almadığını, ...’in kendisini kandırdığını, taşınmazın davacıya iadesi gerektiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, davalı ...’nin çekişmeli taşınmazı iyi niyetli olarak iktisap ettiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, vekil ...l’in ise vekalet görevini kötüye kullandığının ispatlandığı gerekçesiyle 1.395.707,00 TL nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den alınmasına karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ın ... 7. Noterliği’nin 20/11/2013 tarih ve 6317 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletname ile maliki olduğu 1729 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda davalı ...’ın vekil tayin ettiği, anılan vekaletnamede davalı ...’a çekişmeli taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirebilmek için yetki verilmediği, vekil ...’ın ise çekişmeli taşınmazı ... Tapu Müdürlüğü’nün 25/11/2013 tarih ve 35293 yevmiye numaralı işlemi ile saat 13:50’de davalı ...’e 792.000,00 TL’ye devrettiği, çekişmeli taşınmazı ... adına ... 13. Noterliği’nin 11/11/2013 tarih ve 29872 yevmiye numaralı vekaletnameye dayanarak dava dışı ...’in temlik aldığı, ... ile ...’in ana-oğul oldukları, çekişmeli taşınmaz ... adına tescil edildikten sonra aynı gün yani 25/11/2013 tarihinde 750.000,00 TL üzerinden dava dışı ... Dış Ticaret Anonim Şirketi lehine taşınmaz üzerine 1. derece ipotek konulduğu kayden sabittir.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; davalı ...’ın 21/07/2014 tarihli cevap dilekçesi ile, asıl amacın davacı ... ile ortak ticaret yapabilmek için çekişme konusu 1729 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’e ipotek verilerek karşılığında mal almak olduğunu beyan ettiği, ne var ki yukarıda açıklandığı üzere 20/11/2013 tarihli vekaletnamede vekil Kemal’e verilmiş bir ipotek tesisi yetkisinin bulunmadığı, temlik işleminde alıcı olan davalı ... adına hareket eden ...’in hazır bulunduğu ve ...’in bu işlemi ... 13. Noterliği’nin 11/11/2013 tarihinde ...’den aldığı vekaletname ile yaptığı, temlik işleminden kısa süre önce ...’in annesi ...’den vekaletname aldığı, temlik işleminden sonra aynı gün ...’in ticari ilişki içerisinde olduğunu beyan ettiği ... Dış Ticaret Anonim Şirketi lehine çekişmeli taşınmaz üzerine 1. derece ipotek konulduğu, davalı ...’nin satış bedeli olan 792.000,00 TL’yi ödediğini ve bu hususun tapu müdürlüğünün kamera görüntülerinden tespit edilebileceğini savunduğu, bu savunma karşısında satış bedelinin elden ödendiğinin iddia edildiği, ne var ki davalı ... tarafından satış bedelinin ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği, mahkemece de satış bedelinin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise davalı ...’nin bu hususta herhangi bir yazılı belge ibraz edip etmeyeceği hususları üzerinde durulmadığı gibi davalı ... ile onun adına işlem yapan dava dışı ...’nın çıkar ve işbirliği içerisinde hareket edip etmediğinin de araştırılmadığı anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere vekilin, vekalet verenin yararına yetkisini kullanması gerektiği gözetilerek satış bedelinin ödenip ödenmediği ve davalı ... ile oğlu ... arasında çıkar ve işbirliği ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususlarının üzerinde durulması, açıklanan hususların aydınlatılması için taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi