11. Hukuk Dairesi 2015/9264 E. , 2016/2810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 16/09/2014 gün ve 2013/155 - 2014/152 sayılı kararı onayan Daire"nin 01/04/2015 gün ve 2014/19022 - 2015/4558 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait "..." markasının ülke içinde ve dışında tanınan bir marka olduğunu ve ... nezdinde tescilli olduğunu, davalının kot pantolonlarda marka izlenimi verecek şekilde ... ibaresini kullandığını, tüketici nezdinde iltibas yarattığını ileri sürerek 556 sayılı KHK"nın 66/b. maddesi uyarınca 5.000 TL, 62. ve 64. maddesi uyarınca 5.000 TL, 30.000 TL maddi 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve dava konusu "..." ibaresinin üzerinde kullanıldığı "...." emtiasının iç kısmındaki davalıya ait "..." markasından ayrı bir yerde "704 ...." ve yine ürüne ekli etikette de "... ..." ibaresinin aynı etiketteki renk/üretim/cinsiyet/kumaşın cinsi/beden ölçüsü vb. açıklamalarla birlikte ürün modeli hakkında bilgi şeklinde yer alması nedeniyle, bu kullanımın 556 sayılı KHK 9 ve 61. maddelerindeki "marka tescilinden doğan hakların kapsamında istisna"yı düzenleyen aynı KHK"nın 12. maddesindeki "dürüstçe ve ticari veya sanayi konularla ilgili kullanım" niteliğinde bulunduğunun açıkça anlaşılmasına göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 3,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 15/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
1- Dava, tescilli marka hakkına tecavüz sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2- Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “...” ibaresinin, davalı şirket tarafından üretilen “...” ürünlerinde marka olarak kullanıldığını savunmuştur. Davalı vekili ise savunmasında, müvekkilinin “...” ibaresini ürettiği bayan pantolonların iç kısmında “model ismi” olarak kullandığını, ürünlerde müvekkilinin kendi adına tescilli ve tanınmış olan “....” ibaresini de kullanması nedeniyle markaların karıştırılmayacağını beyan etmiştir.
3- Somut olayda, davacı şirketin tescilli markasının “...” ibaresini, davalı şirketin tescilli markalarının ise “....” şeklinde olduğu, her iki markanın da 25.sınıf giyim ürünleri yönünden tescilli olduğu anlaşılmıştır.
4- 556 sayılı Marka KHK’nın 9/1.maddesi uyarınca tescilli markanın kullanımı münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, tescil kapsamına giren mallarda markanın aynısının kullanılmasını 556 sayılı KHK’nın 9/1 (a) maddesi uyarınca önleme hakkına sahiptir. Bu ihtimalde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin meydana gelip gelmeyeceğine bakılmaz. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise; marka sahibinin, tescilli markasının, kendisinden izinsiz olarak mal veya ambalajı üzerine konulması, İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanmasını yasaklayabileceği ifade edilmiştir. Keza 556 sayılı KHK’nın 61/1 (a) maddesinde, markanın sahibinden izinsiz olarak 9.maddede belirtilen biçimlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmiştir.
5- Somut olayda, davalı şirketin üretmiş olduğu pantolonların iç kısmında sol tarafta “...” ibaresini, bu ibarenin 10-15 cm. sağında ise “...” ibaresini yan yana ve tanıtıcı işaret olarak kullandığı, ayrıca ürün etiket ve barkodunda da “...” ibaresini tanıtıcı işaret olarak kullandığı, söz konusu ibarenin hiçbir tanımlayıcılığının bulunmaması nedeniyle eylemin 556 sayılı Marka KHK’nın 12.maddesinde sayılan dürüst ticari kullanım kapsamında görülemeyeceği, davalı şirketin çok tanınmış markasının olmasının, başkaları adına tescilli olan bir markayı izinsiz olarak kullanmayı meşru hale getirmeyeceği, davacının tescilli markasının birebir aynısının tescil kapsamındaki mallar yönünden kullanılmasının 556 sayılı KHK’nın 9/1 (a) maddesi kapsamında kalması nedeniyle, 9/1 (b) maddesinde arandığı üzere markalar arasında karıştırılma ihtimalinin meydana gelip gelmeyeceğini araştırmaya dahi gerek olmadığı, eylemin apaçık bir marka hakkına tecavüz eylemi olduğu, nitekim yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi çoğunluk görüşünün de eylemin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu belirlediği, sadece tekstil bilirkişisinin eylemin marka hakkına tecavüz niteliğinde olmadığını beyan ettiği, esasen tekstil uzmanı bilirkişi ....’nın aynı olayla ilgili olarak Bakırköy FSHCM’ne sunduğu bilirkişi raporunda eylemin marka hakkına tecavüz niteliğinde olmadığına ilişkin görüş açıklamış olması nedeniyle HMK 272, 49 vd. maddeleri uyarınca bilirkişilik yapmasının ve görüşlerinin delil olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, sonuç itibariyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının bozulmasının gerektiği kanaatinde olduğumdan aksi yöndeki Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.