2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14630 Karar No: 2016/5878
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/14630 Esas 2016/5878 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/14630 E. , 2016/5878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından tazminatlar, vekalet ücreti ve gerekçedeki yanışlıklar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1-c maddesinde; "Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" nin gösterileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp, değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27/c ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. Somut olayda, yerel mahkemece yazılan gerekçenin 3. paragrafın da davalıya ait belirtilen bilgiler ve dinlenen tanık isimlerinin dosya kapsamı ile uyuşmadığı ayrıca 4. paragrafta belirtilen müşterek çocuk sayısı ve evlilik yılına ilişkin bilgilerinde taraflara ait olmadığı anlaşılmış, bu da gerekçeli karar da kendi içinde çelişki oluşturmuştur. Yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir gerekçe gösterilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olup, mahkemece uygun şekilde gerekce yazılmak üzere kararın bozulması gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2016 (Per.)