11. Hukuk Dairesi 2016/15 E. , 2016/2805 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/03/2015 tarih ve 2010/718-2015/203 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 1999 yılında üyeleri davacı ve kardeşleri olan 5 ortağa sahip aile şirketi olduğunu, şirketin zaman zaman nakit sıkıntısı çektiğini, aile şirketi olması nedeniyle davacının kendi hesabından ödemeler yaptığını, ancak ödemelerin büyük boyutlara ulaştığını, şirket namına ortaklardan sözlü olarak talep ettiğini ancak davacıya cevap verilmediğini, davacı tarafından yapılan ödemelerin iadesi için ihtarname düzenlendiğini ileri sürerek, davalı şirket namına borç olarak ödenen 101.585,44 TL nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, şirket adına yapılan tüm ödemelerin karşılığının şirket hesabından çıkışının olduğunu, şirket kayıt ve defterlerinin tam ve düzgün olarak tutulduğunu, ancak davacının para çıkışlarını kayıtlara işlerken veya işlettiğinde parayı alan olarak kendi adını kayıtlara geçirmediğini, ilerleyen süreçte şirket ortakları arasında husumet çıktığını, davacının bazı anlaşmazlıklar nedeniyle yöneticilik görevini yerine getirmediğini, eldeki davanın kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin defterleri de usulüne uygun tutulmadığından Mahkememizce davalı şirket lehine delil olarak kabul görmediği, davacının.... Şubesine ait hesaptan 08/06/2005 tarihinde davalı şirkete ödenen 30.343,80 TL"lik alacakta fatura açık olarak düzenlenmiş, şirketin satıcılar hesabına alacak olarak kaydedilmiş ve kasadan ödendiği belirtilmesine rağmen ödeme belgelerinin sunulmadığı, davacının sunduğu belgelere göre 30.343,80 TL"nin davacı tarafından ödendiği, Teknosa tarafından düzenlenen fatura ve irsaliyelerden anlaşılacağı üzere 3.971,66 TL tutarındaki bilgisayar ve ekleri ..."dan kapalı fatura ve irsaliye ile 15/07/2006 tarihinde satın alınmış olup irsaliye davacı tarafından imzalandığı, davalının usûlüne uygun tutulmamış kanuni defter kayıtlarına göre 01/01/2011 tarih ve 1 sayılı açılış yevmiye maddesindeki 331.01 ortaklara borç hesabında davacı ..."ın 50.000,00 TL alacaklı olduğu, ibraz edilen tediye fişlerinde davacının muvafakatını
içeren herhangi bir yazı ve talimat bulunmadığından davacının davalı şirketten 50.000,00 TL alacaklı olduğu, bakiye alacak yönünden, belge asılları davacının elinde olup, ödeme belgesi aslının elinde olması ödemenin davacı tarafından yapıldığına karine oluşturduğu, davalı aksini ispat eder nitelikte delil sunamadığı,ibranamenin sahteliği konusunda müşteki ..."ın şikayeti üzerine... 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nde sanıklar.... ve..."ın özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığıve davalı tarafça kovuşturma dosyasının sonucunun beklenilmesi talep edilmiş ise de, ibraname sahte olmasa bile tarihsiz olması ve bu nedenle her zaman düzenlenebilecek belgelerden olduğu, dava konusu alacaklar için düzenlendiği davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, bekletici mesele yapılmadığı, faiz yönünden davalıya dava öncesi ihtarname çekildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 101.585,44 TL"nin 06/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece, kayıtlarda yer alan 50.000,00 TL ve davacı tarafından ibraz edilen 17.000,00 TL ödeme makbuzuna itibar edilerek, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı düzenlenen kayıtların fiktif olduğunu, davacının yönetici olduğu dönemde kendi lehine tutulan alacak oluşturan defter kayıtlarına itibar edilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak, davacının defter kayıtlarında yer alan 50.000,00 TL ve şirket adına ödendiği kaydını içeren belgelerdeki ödemelerin kendisi tarafından yapıldığını gösteren varsa dayanak belgelerinin sunulmasının istenmesinden sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre karar vermek gerekirken, 50.000,00 TL yönünden davacının yönetici olduğu dönemdeki defter kaydına itibar edilerek, 17.000,00 TL yönünden de davacının kendi adına ödeme yaptığını ispata elverişli olmayan ve şirket adına ödediğini gösteren belgeye dayalı olarak eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.