11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5498 Karar No: 2017/7778 Karar Tarihi: 14.11.2017
Resmi belgede sahtecilik - başkasının kimliğinin kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5498 Esas 2017/7778 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, asliye ceza mahkemesinde görülen bir davada, sanıkların resmi belgede sahtecilik ve başkasının kimliğini kullanma suçlarından mahkum edildiği ancak mahkemenin eksik inceleme yaparak karar verdiği gerekçesiyle bozulduğunu belirtiyor. Kararda ayrıca sanıkların suçlarının hangi şekilde işlendiğinin araştırılması gerektiği, belgenin aldatıcı niteliğinin incelenmesi gerektiği ve sanıkların hukuki durumu belirlenmeden kesin karar verilemeyeceğine dikkat çekiliyor. Kanun maddeleri olarak ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun \"Resmi belgede sahtecilik\" suçunun tanımı olan 206. ve \"Başkasının kimlik bilgilerini kullanma\" suçunun tanımı olan 268. maddeleri öne çıkıyor. Ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 39/1-c maddesi ile 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine de atıfta bulunuluyor.
11. Ceza Dairesi 2017/5498 E. , 2017/7778 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasının kimliğinin kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanıklardan ... ile ...’in.... ilinde yapılan yol kontrolü sırasında kendilerini durduran güvenlik görevlilerine kimlikleriyle ilgili yalan beyanda bulunarak 12.05.2009 tarihli “trafik suç tutanağı” nın katılan ... adına düzenlenmesine sebep oldukları şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen olayda, sanıkların kullandıkları sahte kimliğin dosyada bulunmadığı görülmekle öncelikle olayda kullandığı iddia edilen nüfus cüzdanının aslının bulunup bulunmadığı araştırılarak olay sırasında hangi sanık tarafından ne şekilde kullanıldığının tespit edilmesi, belgenin aldatıcı niteliğinin bulunup bulunmadığının incelenmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken resmi belgede sahtecilik suçunun ne şekilde sübut bulduğu karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi ; 2-5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için sanığın işlediği suçtan dolayı kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerekli olması; trafik kontrolünde ehliyetsiz araç kullandığı belirlenen sanık ..."nın, katılana ait kimlik bilgilerini vererek kabahat eyleminden dolayı katılan adına trafik idari para cezası tutanağı düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; sanık ..."nın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde hataya düşülerek başkasının kimlik bilgilerini kullanma suçundan hüküm kurulması, 3) Suça konu edilen 12.05.2009 tarihli “trafik suç tutanağı” düzenlendiği sırada aracı sanık ..."nın kullanmakta olduğu, tutanak altındaki imzanın da sanık ... eli ürünü olduğunun belirlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ..."ın "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçuna iştirak ettiklerine dair mahkumiyete yeter delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 4) Kabule göre de; a) Sanıklar ... ve .... yönünden; 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için sanığın işlediği suçtan dolayı kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerekli olması; somut olayda ise katılana ait kimlik bilgilerini vererek kabahat eyleminden dolayı katılan adına trafik idari para cezası tutanağı düzenlenmesi karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde hataya düşülerek başkasının kimlik bilgilerini kullanma suçundan hüküm kurulması, b) Sanık ... hakkında TCK 39/1-c maddesi gereğince ½ oranında indirim yapılırken cezanın 6 ay yerine 1 yıl olarak belirlenmesi, c) Adli Emanetin 2010/1220 sırasında kayıtlı suça konu belgelerin akıbeti hakkında bir karar verilmemesi, d) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,14.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.