MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/12/2014 tarih ve 2013/131-2014/410 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, faturalardan doğan alacağın işlemiş faizine ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, alacağın kesinleşmiş ilam ile tesbit edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını, %20 den aşağı olmamak üzere davalıya icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça açılan bu davada 2002-2003 yıllarına ait ve müvekkili Belediyeye yapılan işleri için düzenlenen faturaya dayalı alacak davası açıldığını, alacağın 2002-2003 yılına ait olup zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın önceki davada faiz talebinde bulunmadığını, bu hakkından feragat ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ile kesinleşen 32.928,00.TL alacağın dava tarihi olan 05.06.2006 tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının icra takibi ile talep edilen miktarda olduğu , davacı tarafın hükmedilen asıl alacağın dava tarihinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş yasal faizini talep hakkının bulunduğu, işlemiş faiz miktarının takip talebinde yazılı miktarda bulunduğu gerekçesiyle, davalı - borçlunun icra takip dosyasındaki borca itirazının iptaline, faizin başlangıcı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, takipdeki alacak likit bulunmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Dava, kesinleşmiş ilam ile tespit edilen alacağın işlemiş faizi istemine ilişkin olup, davalı tarafından davacının girişmiş olduğu takibe itiraz edilmiş ve davacı tarafından itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olmakla, mahkemece davanın kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Ancak, asıl alacak hakkında zamanaşımı vaki olunca faiz ve diğer fer"i alacaklar hakkında da zamanaşımı vaki olur.Diğer bir deyişle asıl alacak ödeninceye kadar temerrüd hali ve temerrüd faiz alacağı devam eder.Salt asıl alacak için takip yapılması faiz alacağı bakımından zamanaşımını kesmez.Bu itibarla taraflar arasındaki temel ilişki çerçevesinde zamanaşımı süresi belirlenerek, asıl alacağın tümüyle ödenip ödenmediği, ödenmiş ise hangi tarihte ne miktar ödendiği nazara alınarak dava tarihinden geriye doğru davacının faiz alacağı olup olmadığı ve miktarı saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.