4. Ceza Dairesi 2014/32851 E. , 2015/1644 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2013/313816
MAHKEMESİ : Bursa 2. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2011/987 (E) ve 2013/403 (K)
SUÇLAR : Hakaret
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 1/b madde ve fıkrasında, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup, temel şekli itibarıyla adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından “kovuşturmanın ertelenmesi” kurumunun düzenlenmesi karşısında, TCK"nın 7/2. maddesi de gözetilerek, suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,20.01.2015 tarihinde üyeler Mustafa Kemal Semercioğlu ve Abdullah Coş"un eylemin 6352 sayılı Kanun kapsamı dışında değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle karşı oyları ile gerekçede oyçokluğuyla sonuçta oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi hakkındaki Kanunun geçici birinci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekildedir.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.
Aynı maddenin gerekçesi ise “Temel hak ve hürriyetlerden kabul edilen ifade ve basın özgürlüğü, çoğulcu demokrasilerde vazgeçilmez ve devredilemez bir hak olarak kabul edilmektedir. İleri demokrasilerin “olmazsa olmaz şartı” olan ifade ve basın hürriyeti, birçok hak ve hürriyetin temeli, kişisel ve toplumsal gelişmenin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, ifade hürriyeti, birçok uluslararası belgeye konu olmuş, Anayasamızda da ayrıntılı düzenlemelere tâbi tutulmuştur. Bu özgürlüğün kullanım araçlarından biri de basın yahut sözlü veva görüntülü yayın araçlarıdır. Bu araçların, amacına uygun olarak işlevlerini yerine getirmeleri bakımından korunmaları demokratik toplumlarda asıl olup, bu anlamda basın ve yayın özgürlüğü önündeki engeller kaldırılarak ve güvenceler sağlanarak, haber ve düşünceyi özgür kılmak hedeflenmektedir. Bu nedenle, basın yayın yoluyla islenen suçlara ilişkin dava ve cezaların infazının ertelenmesi ilişkin bazı düzenlemeler yapılması toplumsal barısın sağlanması ve sürdürülmesi bakımından büyük bir önem taşımaktadır.
Tasarıyla, 31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükümlerinin infazının ertelenmesi imkânı getirilmektedir” şeklindedir.
Bu madde metni ve gerekçesine göre de; ancak, basın yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenen düşünce ve kanaat açıklamaları, anılan Kanun maddesiyle getirilen "dava ve cezaların ertelenmesi" kurumundan yararlanabilecektir.
İncelenen dosyada; aralarında suça sürüklenen çocuklarında bulunduğu 10-15 kişilik bir grubun, davul çalarak ve ritim tutarak, şarkı şeklinde söyledikleri, iddianamede açıklanan hakarete konu sözlerin, ilgili madde gerekçesinde de belirtildiği üzere “basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş” suçlar kapsamına girmeyecek olması nedeniyle, bu eylemlerin 6352 sayılı Kanunun geçici 1/b maddesi dahilinde değerlendirilmesi gerektiğine yönelik, sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.