Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/2218 Esas 2019/5243 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2218
Karar No: 2019/5243
Karar Tarihi: 20.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/2218 Esas 2019/5243 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Antalya 13. İcra Müdürlüğü’nün 2011/8511 esas sayılı dosyasıyla davacı aleyhine yapılan icra takibi sonucunda, davacının davalı şirkete borcunun bulunmadığı, hiçbir sözleşme yapılmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, davalı şirketin icra takibinin ve davanın dayanağını teşkil eden sözleşme ilişkisini ispatladığı, takip dayanağı sözleşmenin dava dışı başka bir şirketle imzalandığı ancak davacı şirketin tapuda kayıtlı olan taşınmazların satış bedelinin toplam 104.250,00 Euro olarak kararlaştırıldığı, 4 taksidin ödendiği, kalan bakiye 1 taksit bedelinin tahsil edilmediği için icra takibine girişildiği, mahkemenin ispat külfetini yanlış yükleyerek davacı aleyhine yazılı şekilde hüküm verdiği belirtildi. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararında, hükmün bozulmasına ve davacıya peşin harcın iadesine karar verildi.
Kanun Maddeleri: İspat Kanunu (6100), Medeni Kanun (4721)
19. Hukuk Dairesi         2019/2218 E.  ,  2019/5243 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı aleyhine Antalya 13. İcra Müdürlüğü’nün 2011/8511 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip dayanağını teşkil eden 07.08.2011 ve 30.03.2009 tarihli sözleşmelerden dolayı davalı şirkete borçlarının bulunmadığını, davalı ile aralarında akdedilen hiçbir sözleşme bulunmadığını, ödemeleri yapan şirketin de kendileri olmadığını, ayrıca davalı şirketin, ... Oy şirketi ile olan sözleşmeyi feshettiğini ve gayri menkullerin ise teminat niteliğinde davacı şirkete tescil edildiğini ileri sürerek davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, icra takibinin dayanağının taraflar arasındaki 30.03.2009 tarihli sözleşemeden kaynaklı bakiye taksit alacağı olduğunu, söz konusu sözleşmeye göre, davalının davacıya ... İlçesi ... mevkiinde bulunan 1463 ada 5 parsel B blok 2 ve 3 nolu bağımsız bölümleri toplam 104.250,00 Euro karşılığında sattığını, satış bedelinin de 30.03.2009 tarihli sözleşmeye göre 20.850,00 Euro tutarlı taksitler halinde 5 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığını, 4 taksitin davacı tarafça ödendiğini, son taksitin ödenmediğini, söz konusu taşınmazların tapusunun da davacı adına tapuda devredildiğini, ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulan 10/06/2010 tarihli sözleşmenin feshi ve paranın iadesi başlıklı sözleşme içeriği ve imzanın sahte olduğunu, müvekkili şirkete ait olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, icra takibinin ve davanın dayanağını teşkil eden 30.03.2009 tarihli adi yazılı satış sözleşmesinin davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, satışı kararlaştırılan 2 adet gayrimenkulün de tapularının davacı şirket adına devredilerek adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin geçerli hale geldiği, davalı tarafın icra takibinin ve davanın konusunu teşkil eden sözleşme ilişkisini ispatladığı, sözleşmeye göre taşınmazların satış bedelinin toplam 104.250,00 Euro olarak kararlaştırıldığı, 4 taksitinin ödendiği, kalan bakiye 1 taksit bedeli 20.850,00 Euro" nun tahsili için icra takibine girişildiği, davacı tarafça dayanılan yeminin eda edildiği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, itiraz edilmediği için kesinleşen ilamsız takibe karşı açılmış menfi tespit talebine ilişkindir. Böyle bir davada ispat külfeti davalıya aittir. Mahkemece ispat külfeti davacıya yüklenerek yanlış tahkikat yapılmıştır, ayrıca takip dayanağı adi yazılı sözleşmede davacının imzası bulunmamaktadır. Takip dayanağı sözleşme davalı ile dava dışı başka bir şirket arasında imzalanmıştır. Davacı şirket sözleşme konusu taşınmazın sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafında "... alıcının şirketinin üzerine veya onun noter kanalı ile belirlemiş olduğu yetkili temsilcisine tapu devrinin gerçekleştirilmesini garanti eder." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Davacı şirketin, sözleşmedeki alıcı şirketin iştiraki olduğu anlaşılmakta ise de sözleşmeye göre herhangi bir ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Her halde ödemeyi sözleşmedeki dava dışı şirket yapacaktır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulup, gerektiğinde tapu kaydına ilişkin akit tablosu da getirilip akit tablosunda yazılı bulunan bedele yönelik açıklama ve bedelin ödenip ödenmediği konusunda ki ifadeler dikkate alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfetinin yanlış saptanması sonucu hatalı tahkikat yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.