3. Hukuk Dairesi 2016/5385 E. , 2017/1945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki Yersiz Ödemeden Doğan Alacak davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, "Davalı ... hakkında verilen kararın temyiz sonucu Yargıtay onaması kapsamında kaldığından bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; Davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, " yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, ...Üniversitesi Uzaktan Algılama Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından gerçekleştirilen Ekoloji Planlama Projesi ve Tarım Bilgi Sisteminin oluşturulması projelerinden elde edilen brüt hasılattan % 55 oranında yasal kesinti yapıldıktan sonra kalan kısmın katkı payı sahibi ilgililere dağıtılması gerekirken, daha fazla miktarda katkı payı ödendiğinden, hatalı hesaplama sonucu davalı ..."ya 8.058,62 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.058,62 TL fazla ödenen döner sermaye katkı payı miktarının gerçekleştirme görevlisi olan davalı ..."dan 09.01.2010 tarihinden itibaren, diğer davalı ..."dan ise ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., kendisinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, fazla ödemeye müvekkilinin yanlış bir beyanı yada hilesinin neden olmadığını, bu nedenle müvekkilinden talepte bulunulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; "... davacı tarafından ... aleyhine açılan davanın kesin hüküm hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafından ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, sabit olan 5.189,75 TL alacağın temerrüt tarihi olan 14.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile ..."dan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin sabit olmadığından reddine, vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 622,77 TL vekalet ücretinin davalı ..."dan alınıp davacıya verilmesine..." karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir;
Dairemizin 03.12.2014 tarih ve 2014/8047 Esas- 2014/15871 Karar sayılı ilamıyla; "... Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosya kapsamından Sayıştay 4. Dairesinin 09.01.2010 tarih ve 725 sayılı İlamı ile, ...Üniversitesi Uzaktan Algılama Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından gerçekleştirilen "Ekoloji Planlama Projesi" ve "Tarım Bilgi Sisteminin Oluşturulması" projelerinden elde edilen brüt hasılattan % 55 oranında yasal kesinti yapıldıktan sonra kalan kısmın katkı payı sahibi ilgililere dağıtılması gerekirken, ilgililere daha fazla miktarda katkı payı ödendiğinden bahisle 33.337,50 TL kamu zararı oluştuğunun tespit edildiği, tahsilsiz kalan 33.337,50 TL"nn harcama yetkilisi Başhekim Doç Dr. Oktay Eray ve Gerçekleştirme Görevlisi ..."a ortaklaşa ve zincirleme ödettirilmesine karar verildiği, kararın Oktay Eray tarafından temyiz edildiği, ... tarafından temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, Sayıştay’ın mahkeme sayılıp sayılmadığı, verdiği kararların mahkeme kararı sayılıp sayılmayacağı ve kesin hüküm niteliğinde olup olmadığı hakkındadır.
Kural olarak Sayıştay; uyuşmazlıkları çözümle görevli bir yargı yeri değil, devlet harcamalarını denetlemek, hesap ve işlemlerini sonuçlandırmakla görevli anayasal bir kurumdur. HMK.nun 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm, muhakeme yetkisine haiz mahkemelerin verdikleri ve kesinleşmiş kararlar bakımından söz konusudur. Sayıştay"ın kararı mevcut davanın taraflarını bağlamaz. Taraflar iddia ve savunmalarını mahkeme huzuruna Sayıştay kararı ile bağlı olmaksızın, getireceği delillerle kanıtlayabileceklerinden eldeki davada bu deliller incelenmelidir. Kuşku yok ki bu incelemede Sayıştay kararında ortaya konan olgu ve bulgular da değerlendirilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2011 tarih, 2011/4-206 Esas, 2011/461 Karar sayılı kararında Sayıştay’ın işlevinin yargısal nitelikte olmadığı, hakimler tarafından yargı gücü kullanılarak yapılan bir uyuşmazlığın çözümü niteliğinde olmadığı, Sayıştay’ın yargı organı olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiştir.
O halde, mahkemece davalı ... açısından da işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davalı hakkında kesin hüküm varmışcasına, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir." Gerekçesiyle bozma konusu yapılmıştır.
Dairemizin 03.12.2014 Tarih ve 2014/8047 Esas- 2014/15871 Karar sayılı ilamıyla dosyanın gönderildiği mahkemece bozma kararına uyulması yönünde ara kararı alınarak yapılan yargılama neticesinde ; " Davalı ... hakkında verilen kararın temyiz sonucu Yargıtay onaması kapsamında kaldığından bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, Önceki kararla hüküm altına alınan 5.189,75 TL den davalı ... ile davalı ..."ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna, kabul edilen 5.189,75 TL ye davalı ... yönünden 09.01.2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine,vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.500 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,"karar verilmiş , sözkonusu karar davalı ... vekilince süresinde temyiz edilmiştir.,
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Yukarıda arz ve izah kılındığı üzere ; bozma sonrası yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde salt davalı ... hakkında esasa yönelik hüküm kurulması nedeniyle vekalet ücretinin bu davalı aleyhine hükmedilmesi gerekirken ; bozma öncesi yerel mahkemenin 26.02.2013 Tarih 2012/643 Esas 2013/655 karar sayılı ilamıyla aleyhine zaten vekalet ücreti hükmolunan davalı ... aleyhine hüküm fıkrasının 10.bendinde yeniden vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır .
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1 Nolu bent gereğince davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine; 2 Nolu bent gereğince davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin (10) no’lu bendinde yer alan "... davalılardan alınıp davacıya verilmesine" ifadesinin silinip, yerine, “davalı ... dan alınıp davacıya verilmesine,” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş biçimiyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2017 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.