2. Hukuk Dairesi 2015/14563 E. , 2016/5844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı eşin davasında, davacı-karşı davalı eşin az da olsa kusurlu olduğundan bahsolunmuş ise de; davalı-karşı davacı eşin müşterek haneyi terk eyleminde haklı bulunmadığı ve diğer eşin davacı eşi terke zorlayan bir eyleminin mevcut olmadığı, öte yandan davacı-karşı davalı eşin terk hukuki nedenine dayalı davasından sonra davalı-karşı davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açmasında Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına uygunluk bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 24.03.2016 (Perş.)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Davacı-davalı erkek terk sebebine (TMK m. 164) dayanarak boşanma davası açmış, davalı-davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayanarak karşı boşanma davası açmıştır.
Mahkemece davacı-davalının az, davalı-davacının ağır kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-davalının davasının kabulüne, davalı-davacının karşılık davasının ise reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve özellikle aksi kanıtlanmayan davalı-davacının tanık anlatımlarına göre, davacı-davalı erkeğin, birlik görevlerini ( TMK.m.186/3) yerine getirmediği, sabah erken saatlerde evden çıkıp gece geç saatlerde eve döndüğü, vaktini arkadaşlarıyla geçirdiği, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, eşine şiddet uyguladığı, eşinin, arkadaşlarıyla görüşmesini istemediği anlaşılmaktadır.
“Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır” (TMK m.164/1).
Somut olayda da terk edilen, davacı-davalı erkek değil davalı-davacı kadındır. Çünkü davalı-davacı kadın ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır. Davacı-davalının terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (Bu konuda, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 gün ve 2013/2-1688 E, 2015/1032 K. sayılı ilamı emsal niteliktedir.)
Mevcut duruma göre, davacı-davalı tam kusurlu, davalı kusursuzdur. Davalı-davacının karşılık boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması (TMK m.2) niteliğinde değildir.
Davacı-davalının boşanma davasının reddine, davalı-davacının karşılık boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davacı-davalının davasının kabulü, davalı-davacının karşılık boşanma davası ve davasının eki niteliğindeki tazminat taleplerinin reddi doğru olmamıştır.
Bu sebeple, temyiz edilen hükmün bozulması gerekirken, yazılı şekilde onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.