12. Ceza Dairesi 2017/4647 E. , 2018/3195 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret-Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Karar-Hükümler : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçundan dolayı CMK"nın 223/8 maddesi gereğince durma
2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ... hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı beraat
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanıklar ..., , ... ve ..."nin beraatlerine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ve ..."a iddianamede hakaret suçu olarak yüklenen eylemin, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu suçtan soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığının iznine tabi olduğu, dosyada TCK"nın 301/4. madde ve fıkrası kapsamında alınması gereken izin şartının bulunmadığı gerekçesiyle her iki sanık hakkında CMK"nın 223/8 madde ve fıkrası gereğince verilen durma kararına yönelik olarak katılanın 02.04.2015 tarihli dilekçesinde temyiz değil, açıkça itiraz yasa yoluna başvurduğu, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.05.2015 tarihli ve 2015/318 değişik iş sayılı kararıyla katılanın itirazının reddedildiği ve bu karara karşı da temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşıldığından, sanıklar ..., , ... ve ... hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde:
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2014 tarihli iddianamesindeki anlatım ile uygulanması istenen sevk maddelerine göre; sanıklar ... ve hakkında TCK"nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan da dava açılmasına rağmen mahkemece sanıklara yüklenen bu suça ilişkin bir hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, dava konusu edilen bu eylemle ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Denizli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı resmi ekiplerde görevli olan polis memurları katılanlar Azmi ve Serhat"ın, olay günü nöbet çıkışında şehir içi otobüse binerek birlikte seyahat ettikleri esnada, üçlü koltuğa ortadaki koltuğu boş bırakarak oturup karşılıklı sohbet ederlerken, aynı otobüste yolcu olarak bulunan ve evli olan sanıklar ... ve "ün, her iki polis memurunun ortasında bulunan koltuğun boş olduğunu, bazı yolcuların ise ayakta seyahat ettiklerini görmeleri üzerine, iştirak halinde hareket edip, şikayetçilere hissettirmeden cep telefonu ile onların 3 adet fotoğrafını çektikleri, daha sonra bu fotoğrafları, “Devletten 3.000 TL maaş alıp 1,75 TL otobüs parası vermeyen polisimizin otobüs keyfi. Ayaktakiler kimin umurunda” ibareleri ile birlikte facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımladıkları, bu paylaşımı gören diğer sanıklar ... ve ..."nin de bu fotoğrafları kendi facebook hesaplarında paylaştıkları iddialarına konu olayda;
Polis memuru olan katılanların, ücretsiz seyahat ettikleri toplu taşıma aracında, ayakta yolcu olmasına rağmen aralarındaki boş koltuğa bir başkasının rahatça gelip oturmasını engelleyecek şekilde oturarak birbirleriyle sohbet etmelerinden dolayı onlara tepki duyan ve halkın genelini ilgilendiren konu hakkında polis memuru olan katılanların nezdinde kamusal tartışma açmak ve bu duruma dikkat çekmek için eleştiri niteliğinde paylaşımda bulunan sanıklar ..., , ... ve ..."nin, hukuka aykırı hareket ettikleri bilinciyle davrandıkları kabul edilemeyeceğinden, adı geçen sanıkların verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı beraatlerine karar verilmesinde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanıklar ..., , ... ve ..."ye yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın suçun unsurlarının oluştuğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. madde ve fıkrasına aykırı hareket edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 1 numaralı bölümündeki, “AYRI AYRI BERAATLERİNE,” ibarelerinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına, “CMK"nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.