14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17245 Karar No: 2016/8390 Karar Tarihi: 12.10.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17245 Esas 2016/8390 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17245 E. , 2016/8390 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.03.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahale talep eden ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Dava, 08.08.1993, 21.04.1992, 04.05.1992 ve 02.04.1992 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalıların duruşmaya gelmedikleri ve beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır. Mahkemece, davalıların dava konusu taşınmazdaki paylarını davacıların murisi ..."ya satmayı vaat ettikleri, taşınmazın davacıların murisi ve davacılar tarafından fiilen kullanılmaya başlandığı, davalıların taşınmazın mülkiyetini davacılara intikal etmeye yanaşmadıkları gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne, 420 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Davaya asli müdahale talebinde bulunan ...,... 2. Noterliğinin 06.08.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davalılardan ..."in payını kendisine satmayı vaat ettiğini, bu konuda... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/727 esas sayılı dosyasında tapu iptali davası açtıklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. Dosyadaki tapu kayıt örneğine göre dava konusu 420 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi ...oğlu ... adına kayıtlı olup, taşınmazın elbirliği halinde mülkiyet halinde bulunduğu ve davalılar arasında veraset ilamına göre iştirak halinde maliklerden ..."in satış vaadinde bulunduğunun iddia edilmediği ve davalılar arasında yer almadığı anlaşılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa imkanı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa imkanının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve sözleşmenin ifa imkanın bulunmadığı nazara alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.