MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
...



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 126 ada 2 parsel sayılı 133,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı ve ... evladı ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., ... çalışmaları sırasında kimlik bilgilerinin tutanağa ve tapu kaydına hatalı yazıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu 126 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... tutanağının beyanlar hanesinde yazılı bulunan "... evladı ..."ın kullanımındadır" şerhinin "... evladı ..."ın kullanımındadır" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın kullanıcısı olarak kendisinin belirlendiğini ancak "... kızı ..." şeklindeki kimlik bilgilerinin tespit tutanağına ve tapu kaydına hatalı olarak "...evladı ..." şeklinde yazıldığını ileri sürerek, kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Yerel Mahkemece, ...Belediyesi mükellef sicil bilgileri ile emlak vergisi beyannamelerinin dava konusu taşınmazla uyumlu olduğu ve taşınmazın 1990 yılında iktisap edilerek 20 yılı aşkın zamandan beridir nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla davacının tasarrufunda bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunmamaktadır. Kullanıcı şerhindeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin bu tür davalarda mahkemece sağlıklı ve titiz bir inceleme yapılmalı, herhangi bir hak kaybına neden olunmaması için kayıtlarda ismi geçen kişi ile düzeltme talebinde bulunan kişinin aynı kişi olup olmadığı hususu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmalıdır. Somut olayda, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde çekişmeli taşınmazın kullanıcısı olarak tescil edilen "... evladı ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi ya da kişilerin bulunup bulunmadığı ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden sorulmamış, bu hususta kolluk marifetiyle mahallinde araştırma yaptırılmamış, taşınmaz başında icra edilen keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklar ile sağ olmaları halinde tespit bilirkişileri dinlenmemiştir. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle tapu kütüğünün beyanlar hanesinde çekişmeli taşınmazın kullanıcısı olarak tescil edilen "... evladı ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip kişi ya da kişilerin bulunup bulunmadığı hususu ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişilere ait nüfus kayıtları dosya arasına getirtilmeli, kolluk marifetiyle mahallinde ayrıntılı şekilde araştırma yaptırılarak kayıtlarda ismi geçen kişi ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı hususu tespit edilmeli, varsa bu kişilerin davaya dahil edilmeleri sağlanarak talep konusu taşınmazla ilgili herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı hususu kendilerinden sorulmalı, tüm bu araştırmalara rağmen hala kesin kanaate ulaşılamaması halinde ise mahallinde yeniden keşif yapılarak, tanıklar, yerel bilirkişiler ve sağ olmaları halinde tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenilmeli, diğer taraftan, kullanım kadastrosu tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte, var ise beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere ait olup, somut olayda davanın tespit maliki ..."ye de yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde Tapu Müdürlüğü hasım gösterilmiş ise de dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Tapu Müdürlüğü değil, ... olduğunun anlaşılması nedeniyle Mahkemece ... yerine Tapu Müdürlüğünün davalı gösterilmesi şeklindeki temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki ..."ye de yöneltilmesi için davacı yana süre ve imkan verilmeli ve Hazineye yaygınlaştırılarak yargılamaya devam edilmeli; bundan sonra da tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece taraf teşkiline ilişkin bu hususlar göz ardı edilerek ve eksik incelemeyle yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 03.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.