1. Hukuk Dairesi 2014/20725 E. , 2017/1703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 4037 parsel sayılı taşınmazı 10.04.2012 tarihinde satın aldığını, davalıların haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın taşınmaza müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazı önceki malikinden kiraladıklarını, taşınmazda hayvan işletmesi kurduklarını ve bazı iyileştirmeler yaptıklarını, kira süresi sona ermeden de taşınmazı terk ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden ise bir değer bildirilmediği gibi, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın ve yapının keşfen değerinin belirlenmediği, harcın ikmal ettirilmediği, bu durumda, elatmanın önlenmesi isteği yönünden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; elatmanın önlenmesi talebi yönünden harcın tamamlanması halinde davalıların kiracılık savunması ve ihtardan sonra taşınmazı boşaltıp boşaltmadıklarının araştırılmasının gerekeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, davacının 10.04.2012 ve 01.07.2013 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep ettiği gözetilerek davalının savunması, kira sözleşmesi içeriği ve kiralayanla ilgili bilgiler dikkate alınarak ecrimisil talebinin değerlendirilmesi gerekirken bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.