3. Hukuk Dairesi 2016/12908 E. , 2017/1916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarafların ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/734 E. 2014/308 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede davalının ekonomik durumunda değişiklikler olduğunu, yoksulluğunun ortadan kalktığını, davalının ölen babasından aylık 959 TL maaşının olduğunu, davalının boşanma öncesi ve sonrasında davacıya ait 10 dönüm civarındaki taşınmazı kullandığını, buradan gelir elde ettiğini ve söz konusu taşınmaz üzerindeki iki katlı bir ev ve üç katlı üç daireden oluşan evlerde hiç bir kira ödemesi yapmadan oturduğu gibi dairelerde istediği kişileri oturttuğunu, aldığı yetim aylığı ve ödemesi gereken 350 TL kira bedeli toplamı karşısında davalının ekonomik ve sosyal refaha kavuştuğunu ileri sürerek, nafakanın kaldırılmasına veya azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; tarafların boşanmalarının davalının başka bir kadınla karı-koca gibi yaşamasından kaynaklandığını, davacının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle nafaka bağlandığını, yıllardır çocuklarının bakım ve giderleri ile ilgilendiğini, iki oğlunun halen kendisi ile kaldığını, çocuklarının iş bulamaması nedeniyle bakım yükünün kendisinde olduğunu, hayatını idame ettirmek için bankadan kredi çektiğini ve krediyi ödediğini, yoksulluk durumunun devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, azaltılması talebinin kısmen kabulü ile nafakanın aylık 100 TL"ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, daha önce ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2014 tarih ve 2012/734 E. 2014/308 K. sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen 600 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 E..688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).
Somut olayda, taraflar ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.02.2015 tarihinde kesinleşen 2012/734 E. 2014/308 K. sayılı ilamı ile boşanmışlar, davalı lehine 600 TL yoksulluk nafakası bağlanmıştır. Davalıya yoksulluk nafakasının bağlanması sonrasında 15.03.2015 tarihinden itibaren aylık 959,44 TL dul-yetim aylığı bağlanmıştır.
Günümüz ekonomik koşullarına göre davalının aldığı nafaka ile geçinmesi mümkün değildir. Davalıya boşanma ilamı sonrasında bağlanan dul-yetim aylığı ise onu yoksulluktan kurtaracak seviyede olmasa da mali durumunu olumlu yönde değiştirmiştir. Bu durumda davalının aldığı dul-yetim aylığı yoksulluğu tümden kaldırmadığı, ancak nafakada hakkaniyete uygun bir miktar indirimi gerektirdiği düşünülerek, indirim yapılması doğru ise de; nafakanın bağlandığı tarih ile eldeki dava arasında geçen süre, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafakanın niteliği nazara alındığında, mahkemece yapılan indirim miktarı, tarafların tespit edilen gelirleri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; nafakada TMK"nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen ilke ve esaslara aykırı olacak şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu fahiş oranda indirime karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.