Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/13242
Karar No: 2020/7821
Karar Tarihi: 22.06.2020

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/13242 Esas 2020/7821 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2019/13242 E.  ,  2020/7821 K.

    "İçtihat Metni"





    KARAR

    Hakaret suçundan sanık ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 43/2, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.160,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/132 esas, 2016/29 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre;
    1- Sanığın üzerine atılı bulunan 5237 sayılı Kanun’un 125/1-4. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmeden önceki haliyle de, anılan Kanun"un 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olması karşısında, sanık ve katılanlara soruşturma aşamasında 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaşma teklifi yapılmadan kamu davasının açıldığı halde, mahkemece uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2- Belediye Başkanı olan sanığın Belediye karşısında inşa edilmekte olan çeşme yanında gazetecilerle konuşurken esas itibariyle yaptıkları kamu hizmetini ve icraatlarını anlattığı, bu hizmetlere ilişkin olarak bazı gazetelerde yazılan eleştirilere cevap niteliğinde söylediği sözler içerisinde “beyni yıkanmış zavallılar” sözü geçmişse de bu sözün belli bir isim zikredilerek söylenmediği, bu sebeple katılanlara karşı hakaret suçunun oluştuğundan söz edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    3-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “hakaret” başlıklı 125. maddesinde yer alan “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda sanığın, müştekiler ... ve ...’ın gıyabında, tanıklar ...ve ...’in huzurunda hakaret içerikli sözler sarfettiği iddiasıyla dava açılmış ve mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiş ise de, sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca tanıklar ...ve ... müşteki Mehmet Şentürk tarafından duyulmuş ve bu tanıklar tarafından medya vasıtasıyla yayınlandığı, bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, hakaret suçu bakımından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesinde,
    4-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 61/8. maddesinde yer alan "Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur." biçimindeki düzenleme dikkate alındığında, adli para cezası hesaplanırken cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapıldığı, sonuç olarak bulunan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında hakaret suçundan gün üzerinden belirleme yapılmaksızın, adli para cezasının yıl ve ay üzerinden tayin edilmesinde,
    5- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun cezanın belirlenmesi başlıklı 61. maddesine göre, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel ceza belirledikten sonra, belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç cezayı belirlenmesi gerektiği, ancak somut olayda hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken önce kanun maddesinde öngörülen temel ceza belirlenip sonrasında ise 5237 sayılı Kanun"un 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerine ilişkin kanun maddesinin uygulanması gerektiği, dolayısıyla sıralamanın 125/1, 125/4, 43/1 ve 62/1 olması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
    6- Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verildiğinden bahisle atılı suçtan verilen cezaya ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/4555 esas, 2018/19259 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, anılan düzenlemenin incelemeye konu suç tarihinin ve adlî sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması hâlinde uygulanabileceği, somut olayda ise adlî sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihinin 28/06/2014 tarihinden önce olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    I- Olay:
    Sanık hakkında hakaret suçundan yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verildiği, hükmün verildiği tarih itibariyle kesin olduğu, bu hükme karşı da kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu görülmüştür.
    II- Hukuksal Değerlendirme:
    A. Bir Numaralı Talep Açısından:
    Sanığın üzerine atılı bulunan 5237 sayılı Kanun’un 125/1-4. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmeden önceki haliyle de, anılan Kanun"un 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olması karşısında, sanık ve katılanlara soruşturma aşamasında 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaşma teklifi yapılmadan kamu davasının açıldığı halde, mahkemece uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    B. İki Numaralı Talep Açısından:
    Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
    Somut olayda; belediye başkanı olan sanığın yaptıkları icraatları anlatmak amacı ile gazetecilerle konuştuğu sırada isim zikretmeden söylediği sözlerin kime söylendiğinin ve TCK’nın 126. maddesinde de belirtildiği üzere duraksamaya yol açmayacak bir şekilde katılanların şahsına yönelik olduğunun anlaşılamaması karşısında, matufiyet şartının olayda gerçekleşmediği, bu itibarla, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    C. Üç Numaralı Talep Açısından:
    5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
    Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık ...’ın, müştekiler ... ve ...’ın gıyabında, tanıklar ...ve ...’in huzurunda hakaret içerikli sözler sarfettiği iddiasıyla dava açılmış, Mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiştir.
    Ancak sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca tanıklar ...ve ... tarafından duyulmuş ve bu tanıklar tarafından medya vasıtasıyla yayınlanmıştır. Bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, hakaret suçu bakımından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    D. Dört Numaralı Talep Açısından:
    TCK"nın 61/8. maddesine göre adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, sonuç olarak ulaşılan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında hakaret suçundan gün üzerinden belirleme yapılmaksızın, adli para cezasının yıl ve ay üzerinden tayin edilmesi hukuka aykırıdır.
    E. Beş Numaralı Talep Açısından:
    TCK’nın 61. maddesine göre hakim, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirledikten sonra, belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulayarak sonuç cezayı belirleyecektir.
    Hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken önce kanun maddesinde öngörülen temel ceza belirlenip sonrasında ise TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerine ilişkin kanun maddesinin uygulanması, dolayısıyla sıralama, 125/1, 125/4, 43/2, 62/1 olması gerekirken, zincirleme suça ilişkin kanun maddesinin, temel cezadan olan aleniyet maddesinden önce tatbiki hukuka aykırıdır.
    F. Altı Numaralı Talep Açısından:
    Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verildiğinden bahisle atılı suçtan verilen cezaya ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesine eklenen: “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, incelemeye konu suç tarihinin ve adlî sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması hâlinde uygulanabileceği, somut olayda ise adlî sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihinin 28/06/2014 tarihinden önce olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    III- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1. Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/132 esas, 2016/29 karar sayılı hükmünün, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2. Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
    3. Sanığın beraat etmesi nedeni ile bu dosya için yapılan yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına,
    4. Sanığın beraat etmesi ve kendisini vekille temsil ettirmesi nedeni ile A.A.Ü.T.’ne göre 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin kamu hazinesinden alınarak sanığa verilmesine,
    5. Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi