17. Hukuk Dairesi 2015/12848 E. , 2018/6759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 06/10/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi ...’ün öldüğünü, davacıların trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını, bu sebeple davacılar için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi Başkanlığı cevap dilekçesinde; Belediyenin 1999 yılından beri hizmet verdiği, trafik kazasının meydana geldiği yolun ... Müdürlüğünün görev alanına girdiğini, hakkındaki davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili mahkemeye sunduğu dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, yolun sulama işlemlerinin Belediye tarafından yapıldığını, idarelerinden habersiz yapılan bir işlemden dolayı müvekkilinin sorumlu olamayacağını beyan etmiştir.
Mahkemece, dosyada alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen davalıların hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tazmini talebinde yargı yolu olarak idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından ve HMK"nın 114. Maddesine göre bu husus dava şartı olduğundan, HMK"nın 115/2 maddesi gereğince dava dilekçesinin yargı yolu yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle davalı İdarenin sorumluluk alanında bulunan karayolu üzerindeki yapım, bakım ve onarımı sırasında alınması gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişileri verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görülüp ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece yargı yolu nedeniyle usulden reddedilen davada davacı aleyhine yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; dava, dava şartı bulunmadığından ve yargı yolu nedeniyle usulden red edildiğine göre AAÜT"nin 7.maddesi uyarınca tarifenin 2.kısmının 2.bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere 1.500,00 TL maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Açıklanan husus bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 3.fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine “AAÜT"nin 7.maddesi uyarınca 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan
harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.