11. Hukuk Dairesi 2015/7619 E. , 2016/2781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen10/07/2014 tarih ve 2013/326-2014/262 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; Müvekkilinin, .... Şirketler grubu içerisinde yer alan bir şirket iken daha sonra şirketlerde hisse değişimi ve bölünmeler yaşanması sonucu müvekkili şirket ortakları ile davalı şirket ortaklarının bir kısmının aynı olması sebebiyle aralarında organik bir bağ varken davacının davalıya pek çok ödemeler yaptığını, davalıya ait mizan ve muavin defter kayıtlarında görülen 5.900,00 TL tutarında hesap farkı alacağının mevcut olduğunu, bu alacağın faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine...... İcra Müdürlüğünün 2013/7893E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek davalının... İcra Müdürlüğü"nün 2013/7893E sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takip tutarının %20"sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacakların zaman aşımına uğramış olduğunu savunarak davanın reddine, takibin iptaline ve davacı tarafın takip tutarının %20"sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisinin davacının davalıya 30/09/2006 tarihinde 0398347 fatura numarası ile keşide ettiği, 2006 Eylül Ekim aylarına ait yazıhane kullanma ve arşivleme tutarı açıklamalı 5.900,00 TL"lik faturadan kaynaklandığı, davalının ticari defterlerinde davacının bu alacağının 30/09/2006 tarihinde kayıt edildiği, taraflar arasındaki hisse devir işlemlerinin ise bu alacağın doğduğu tarihten sonra 2008 yılında gerçekleştiği, buna göre davacının gönderdiği faturayı defterlerine işleyen davalının fatura içeriğini benimsediği ve dolayısıyla borçlu olduğu, ancak davacının takip öncesi davalıyı temerrüte düşürdüğü ispatlanamadığından davacının işlemiş temerrüt faizi alacağının mevcut olmadığı; davalının 22/10/2013 tarihli cevap dilekçesinde adi ortaklık sözleşmesi çerçevesinde 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu iddiasında bulunduğu, uyuşmazlık konusu faturanın 2006 Eylül Ekim ayları yazıhane kullanma ve arşivleme tutarı ifadesi nedeniyle kira ve vekalet sözleşmesine ilişkin olduğu, bu nedenle eski TBK m. 126/1 ve IV. uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, zaman aşımı süresinin ise faturanın davalının defterine kaydettiği 30/09/2006 tarihinden 5 yıl sonra 30/09/2011 tarihinde dolduğu, davacının
takipte bulunduğu 02/07/2013 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, davalının 22/10/2013 tarihli cevap dilekçesinin davacıya 01/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının savunmayı genişletme itirazını 18/11/2013 tarihinde yaptığı, her ne kadar bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazlarında 15.11.2013 tarihinde yaptığını belirtmiş ise de UYAP üzerinden alınan cevaba cevap dilekçesinde 18.11.2013 tarihinde verildiğinin saptandığı, dolayısıyla davacının savunmayı genişletme itirazını 2 haftalık süre içerisinde hemen yapmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle davalı borçlunun takibe itirazında zamanaşımı definde bulunmasa dahi açılan itirazın iptali davasında takibe itirazında ileri sürdüğü hususlarla bağlı olmaksızın zamanaşımı savunmasını da ileri sürebilecek olması nedeniyle bunun savunmanın genişletilmesi niteliğinde kabulü mümkün olmayıp davalı borçlunun itirazın iptali davasına karşı süresinde verilen cevap dilekçesiyle zamanaşımı def"inde bulunulmuş olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilnin bütün temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.