11. Hukuk Dairesi 2015/7989 E. , 2016/2776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2011 tarih ve 2010/172-2011/96 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı şirket temsilcisi, ticaret unvanı .........İ. olan şirketin 1995 yılından bu yana ... ibareli markayı kullanmakta olduğunu, davalının ticaret unvanı ve tescilsiz marka hakkına tecavüz oluşturacak biçimde 31.12.2008 tarihinde "...... ....." ibare ve biçimli, 14 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2008/74776 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilân olunduğunu, bunun üzerine önceye dayalı hak sahipliği ve ticaret unvanı tesciline dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak..tarafından 2010/M-3358 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek,... kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı... ve şirket vekilleri, kurum kararının hukuka uygun bulunduğunu, davacının.... ibaresini markasal olarak kullandığını ve ayırt edici hâle getirdiğini ispat edemediğini, başvuru kapsamında bulunan mal ve hizmetler bakımından davacı işareti ile iltibas oluşturmayacağını savunarak, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının ticaret unvanının .... ayırıcı eki itibariyle 1995 tarihinden bu yana tescil edilip kullanıldığı, sadece sicil çevresinde değil tüm Türkiye"de korunmasının gerekli olduğu, ... ibaresinin ilgili sektörden herkesin kullanımına açık bir unsur olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, davalı markasında da asıl ve ayırt edici unsur olarak bulunduğu, ... ibaresinin altın ticareti dışındaki ürün ve hizmetler bakımından ticaret
unvanı ve markasal olarak kullanım önceliğinin davacı şirkete ait bulunduğu, zira davacının ticaret sicili tescilinde faaliyetini bu sınırlama ile tescil ettirdiği, bu kullanımın 35/8. sınıfta yer alan "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)" ne tekabül ettiği, davalının davacının ticaret unvanının ayırıcı eki olan ve onun tarafından 35. sınıftaki anılan hizmetler için tescilsiz marka olarak da kullanılmakta bulunan ... ibaresini asıl ve ayırt edici unsur olarak içeren marka tesciline yönelik eyleminin davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğu, 35. sınıf hizmet alımlarında aynı markayı taşıyan işletmelerden yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, davalının 35. sınıftaki mağazacılık hizmetinin tescilini altıncılık veya kuyumculuk olarak sınırlandırmamasının bu kabulü zorunlu kıldığı, davalının 35. sınıftaki mağazacılık hizmeti tescilinin davacının fiilen gerçekleştirdiği mağazacılık hizmetini de içerdiği, ticaret unvanı ve tescilsiz marka olarak kullanımdan doğan hakkın marka tesciline karşı korunması için haksız rekabet yaratacak nitelikte bulunmasının yeterli olduğu, ancak davalı başvurusunun kapsamında bulunan ve başvuru tarihindeki tebliğ hukümlerine göre 14. sınıftaki ürünler bakımından davacının ticaret unvanı ve tescilsiz markası ile başvurunun iltibasa sebebiyet vermediği, bunun davacı temsilcisinin de kabulünde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı... vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden daval...."den alınmasına, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.