5. Ceza Dairesi 2014/4035 E. , 2016/4691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet (sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında), 1163 sayılı Yasaya muhalefet (diğer sanıklar hakkında)
HÜKÜM : Sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetlerine, ...hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dilekçesinin içeriğine göre şikayetçi Hazine vekilinin sanıklar ...hakkındaki 1163 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara vaki itirazının itiraz merciince değerlendirilmesi gerektiğinden inceleme dışı bırakılmasına, incelemenin sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Kooperatif başkanı ...’ın görevinin 02/05/2006 tarihinde sona erdiği nazara alındığında bu tarihten sonraki harcama miktarlarını zimmetine geçirdiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, kooperatife ait cep telefonunun sanığın görev süresinden sonra da kullanıldığı, telefon için 107,60 lira ve üzerinde miktarlarda fatura ödendiği, yine aynı şekilde sanık ...’nın görev süresinden sonraki yaklaşık 5,5 aylık döneme ilişkin 2.152,00 lira akaryakıt faturası olduğu anlaşılmakla, telefon ödemeleri ve akaryakıt giderlerinin tamamının zimmet olarak kabulünün mümkün bulunmadığı gözetilip, sanığın görev yaptığı dönemde bu konularda yasal olarak yapılacak harcama miktarı takdir edilip gerekçede sübutu konusunda değerlendirme de bulunulmayan kızına ait işyerinin kiralanması suretiyle 18.000,00 liranın mal edinilmesi isnadı da irdelenerek sanığın zimmetine geçirdiği toplam miktar belirlendikten ve gerektiğinde bu konuda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Sanıkların ve tanıkların beyanı ile dosya kapsamına göre kooperatifin işlerinin aktif olarak sanık ... tarafından yürütüldüğünün anlaşılması, sanık ...’in görevlendirme sebebiyle para almadığını, sanık ...’nın kendisine imzalatarak almış olabileceğini, diğer sanıkların da sanık ...’nın kendilerine görevden kaynaklanan ödenek olduğunu söylemesi nedeniyle harcırah olarak suça konu paraları aldıklarını belirtmeleri, bu ödemelerin makbuzla değil tutanak şeklinde yapılmış olması, bir kısım beyanlardan bazı evrakların yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalandıktan sonra üstünün doldurulduğunun anlaşılması karşısında, aksi kanıtlanamayan savunmalara göre sanık ...’in atılı suçu işlediğine, sanıklar...’ın suç kastıyla hareket ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı gözetilmeden beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanıklar Ali ve Tayyar’ın zimmetine geçirdiği kabul edilen paraları C.Savcılığına yapılan ihbardan sonra, soruşturma aşamasında ödediği nazara alınmadan aynı Yasanın 248/2. maddesinin 1. cümlesi yerine 248/1. maddesinin tatbik edilmesi sonucu sanıklar hakkında eksik ceza tayini,
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde gerçekleştirilen eylemler nedeniyle aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca sanıklar ... hakkındaki cezaların arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, zimmete geçirildiği kabul edilen paranın değerinin azlığı nedeniyle TCK"nın 249. maddesi uyarınca sanıklar ... hakkında tayin olunan cezalardan indirim yapılması gerektiğinin nazara alınmaması,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda suçun maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceği gözetilmeden kazanç müsaderesine hükmedilmesi,
Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.