11. Hukuk Dairesi 2015/14353 E. , 2016/2770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13/01/2015 tarih ve 2013/311-2015/9 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı...., ... ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin...."de %15 hissesinin bulunduğunu, sahte düzenlenen evraklar ile karar defterine atılan sahte imza ile müvekkilinin hisselerinin... ile ..."a devredildiğini, müvekkilinin kâr payının ödenmediğini, bu nedenle manevi üzüntü duyduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketin %15 ortağı olduğunun tespiti ile tescilini, 10.000,00 TL kâr payının ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, müvekkilinin bulunmadığı dönemlerde alınan yönetim kararları ile yapılan genel kurul toplantılarına ait kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davacının şirketin denetleme kurulu üyesi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının şirketin denetleme kurulu üyesi olduğu, tüm işlemlerin Ticaret Sicil Gazetesi"nde yayımlandığı, yapılan işlemlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davalı ... aleyhine açılan davanın müracaata bırakıldığı, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı....,.... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, şirket ortaklığının tespiti, yönetim ve genel kurul kararlarının iptali ile kâr payının tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan Dairemizin bozma kararında, “böyle bir davanın şirkete karşı açılması gerektiği, şirketin yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerine karşı bu davanın açılamayacağı” belirtilmiş olup, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen, davacı vekilinin HMK’nın 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği ve davanın şirkete yöneltilmesi talebi kabul edilmiş, fakat davacı vekilinin taraf değişikliğine ilişkin dilekçesi yine yönetim kurulu üyeleri adına tebliğe çıkarılmıştır. Oysa ki, HMK’nın 124. maddesinde maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği ya da dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiş olup, somut olayda davacı vekili, bir maddi hata nedeniyle ya da yanılgı ile davaya dahil edilen şirkete dava dilekçesinde husumet yöneltmediğini ileri sürmemiştir. Bu itibarla, gerek 1086 sayılı HUMK’da gerekse 6100 sayılı HMK’da dahili davalı başlığı altında bir müessesenin düzenlenmediği, 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği şartlarının oluşmadığı, kaldı ki kabule göre de, davaya dahil edilmeye çalışılan....’nin usulüne uygun davaya dahil edilmediği yine yönetim kurulu üyelerine tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, uyulan bozma ilamına göre, davası müracaata bırakılan davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalı....,... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı...., .... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı....,... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.