MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 11.02.2010 gün ve 1223/128 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tarafların 1996 yılında evlendiklerini, ...Aile Mahkemesinin 24.11.2008 tarihinde kesinleşen hükmüyle boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde alınan 542 ada 49 parsel üzerindeki 2 nolu bağımsız bölümün edinilmesine katkıda bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının 1/2 oranında iptaliyle vekil edeni adına tescili suretiyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında katkı payı alacağına ilişkin olarak bir istekte bulunmamıştır.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde taşınmazın 1/2 payının iptali talep edilmiş, katkı payı alacağına ilişkin olarak bir istekte bulunulmamıştır. Dava konusu 542 ada 49 parsel 14.09.2000 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma dosyası, nüfus kaydı ve tanık beyanlarını delil olarak göstermiş, 11.02.2010 tarihli oturumda dava dilekçesini tekrar etmiş, başkaca delil bildirmek istemediklerini açıklaması üzerine yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece dava dilekçesi ve boşanma dosyasındaki deliller gözönünde tutulmadan açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de dava konusu taşınmaz, evlilik birliği içinde davalı tarafından üçüncü kişiden “alım” suretiyle edinilmiştir. Akdi ilişkide davacı taraf değildir. Eşler arasında Türk Medeni Kanununun 706. (743 s. TKM.sinin 634.) maddesi gereğince düzenlenmiş mülkiyet aktarımı ile ilgili resmi bir sözleşme de bulunmamaktadır. Bu durumda, 07.10.1953 tarihli ve 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca; taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine ve davacı vekili tarafından katkı payı alacağına ilişkin bir talepte de bulunulmadığına göre davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibarı ile doğru bulunmaktadır.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla doğru bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 30. 09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.