11. Ceza Dairesi 2017/14564 E. , 2017/7721 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19.09.2017 tarih ve 2017/7817 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.10.2017 tarih ve KYB-2017/53814 sayılı ihbarname ile;
Bedelsiz senedi kullanma suçundan şüpheliler ................. ve .... (....) haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30/03/2015 tarihli ve 2015/42337 soruşturma, 2015/30339 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/05/2015 tarihli ve 2015/1298 değişik iş sayılı kararını müteakip atılı suçtan adı geçen şüpheliler hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/07/2016 tarihli ve 2015/71975 soruşturma, 2016/49076 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/08/2016 tarihli ve 2016/3926 değişik iş sayılı kararının,
"1-Usul açısından, İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/05/2015 tarihli ve 2015/1298 değişik iş sayılı kararı ile eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile bazı eksikliklerin giderilmesi için soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiş ise de, esasen bu kararın soruşturmanın genişletilmesi anlamına geldiği, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun"un 6545 sayılı Kanun"un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” ile aynı Kanun’un 173/4.maddesindeki “Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi halinde Cumhuriyet savcılığından talep edilen hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra daha önceden soruşturmanın genişletilmesine karar veren merciince itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yeniden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Esas açısından, şüphelilerin üzerine atılı suçların dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçları olup bilindiği üzere bu suçlardan sadece açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun şikayete tabi olduğu, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının ise şikayete tabi olmayıp kamu adına resen kovuşturulması gereken suçlardan olduğu, bu halde müşteki vekilinin 01/07/2016 tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesinin sadece açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu açısından sonuç doğuracağı, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları açısından herhangi bir etkisi olmayıp belirtilen suçlar yönünden soruşturmaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden şikayetten vazgeçme nedeniyle şüpheliler hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; müştekinin ibraname yerine geçmek üzere imzaladığı boş kağıdın bilgi ve rızası dışında doldurularak, müşteki ile herhangi bir alacak ilişkisi bulunmayan şüpheliler .... ve ..... tarafından cirolanarak icraya konulduğu iddiası ile yürütülen soruşturmada, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 01.05.2001 tarih ve 2001/6-70-2001/77 sayılı kararında da belirtildiği üzere, şüphelilerin eylemlerinin iştirak iradesi içerisinde hareket ederek, açığa imza atan tarafından kendilerine tevdi olunmayan imzalı kağıdı bertakrip ele geçirip, sahibinin rızası dışında unsurları tamamlanacak biçimde doldurup icra takibine koyma eyleminin sübutu halinde 5237 sayılı TCK"nın 209/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 204/1. maddesindeki “resmi belgede sahtecilik” ve TCK‘nın 158/1-d maddeleri gereğince “Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık“ suçlarını oluşturabileceği, diğer şüpheliler yönünden ise bu suçlara iştirak olarak değerlendirilebileceği, atılı suçların takibinin şikayete bağlı olmadığı da gözetilerek kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünceler yerinde görüldüğünden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.07.2016 tarih ve 2015/71975 soruşturma-2016/49076 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.08.2016 tarih ve 2016/3926 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.