1. Hukuk Dairesi 2014/18954 E. , 2017/1679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.04.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden; dava konusu 450 parsel (2133,15 m2 zeytinlik) sayılı taşınmazın tamamının ve 498 parsel (11187 m2 zeytinlik) sayılı taşınmazın 1/4 payının davacıların murisi ... adına kayıtlı iken; muris ...in 450 nolu parselini 01.08.2003 tarihinde, 498 nolu parseldeki 1/4 payını da 13.10.2003 tarihinde kardeşi olan ... na satış yoluyla devrettiği; ..."in 13.09.2011 tarihinde bekar olarak ölümü üzerine, taşınmazların ..."in 23.03.2010 tarihli mahkeme kararıyla evlat edindiği (abisi İ...i"nin oğlu olan) yeğeni ..."na intikal ettiği görülmektedir.
Diğer taraftan, muris ..."nun 19.03.2013 tarihinde vefat edince; geride mirasçıları olarak eşi ...t"te olma bir oğlu ve altı kızının kaldığı sabittir.
Muris ..."nun tüm mirasçıları olan davacılar, murislerinin 450 parsel sayılı taşınmazının tamamını ve 498 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını bedelsiz olarak muvazaalı biçimde kardeşi ..."e satış yoluyla temlik ettiğini, ..."in 2011 yılında bekar olarak öldüğünü ancak anılan taşınmazların ... tarafından gizlice evlat edinilen yeğeni davalı ..."e intikal ettiğini ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini; aksi takdirde zararlarının tazminini istemişlerdir.
Davalı ..., davacıların murisinin mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini, dava konusu taşınmazlarını yardım amacıyla kardeşi ..."e devrettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların muris tarafından muvazaalı olarak temlik edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, muris muvazaasına dayalı uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Dosya içeriği ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; muris ..."nun davaya konu taşınmazlarını yalnız yaşayan kardeşi ..."i koruyup kollamak ve maddi-manevi yardım sağlamak amacıyla ona devrettiği, ölümünden sonra geride birçok taşınmaz bırakan murisin mal kaçırma düşüncesiyle hareket etmesi halinde başkaca taşınmazlarını da kardeşine devredebilecekken sadece davaya konu olanlarla yetindiği, mirastan mal kaçırma iradesinin bulunmadığı; başka bir ifadeyle, anılan temliklerin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasına konu olamayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.