10. Hukuk Dairesi 2016/4538 E. , 2018/4852 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirttiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
06.03.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle açılan davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir.
Davaya konu olayın; daha önce arızalanan sondaj tabancasının ucunu atölyede mengeneye takan ve bu arızalı ucu yuvasından çıkartmak için elindeki 2 kg ağırlığındaki çekiçle bu uca vuran işyeri ustabaşısı Mehmet Akdemir"in bu uca vuruşları sırasında sıçrayan bir parçanın sigortalının sol gözüne isabet etmesi şeklinde meydana geldiği anlaşılmıştır.
27.01.2015 tarihli kusur raporuna göre, davalı işverenin % 70, sigortalının % 25, ustabaşı Mehmet Akdemir"in % 5 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, iş müfettişi raporunda ise işverenin % 80 oranında, sigortalının % 20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Ayrıca 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, buna göre davada kusurlu olan tarafların kusur oran ve durumlarını ayrıştırarak, oluşa uygun ve mevcut raporlar arasındaki çelişkileri giderebilecek nitelikte kusur raporu alınarak, talebin % 100 kusur karşılığına yönelik olması nedeniyle teselsüle dayalı olduğu anlaşılmakla 5510 sayılı Kanunn 21/4 maddesi de irdelenmek suretiyle, ayrıca olayın trafik iş kazası olmaması nedeniyle tedavi giderlerinin de talep edilebileceği hususu da dikkate alınarak elde edilecek sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.