Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1406
Karar No: 2010/4420
Karar Tarihi: 30.09.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1406 Esas 2010/4420 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1406 E.  ,  2010/4420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ve müşterekleri ile Hazine ve Mollakasım Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.12.2009 gün ve 584/582 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün ½ hisselerle ...ve ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 13.6.2008 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 64317,67 m2 taşınmaz bölümünün miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazılarına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmaları 1976 yılında yapılmış, keşifde hazır bulunan teknik bilirkişinin açıklamalarına göre uyuşmazlık konusu taşınmaz 1966 yılında yapılan toprak tevzii çalışmalarında 428 komisyon parsel numarasıyla taşlık olarak belirlenmiştir. Davacılar, uyuşmazlık konusu taşınmazın miras bırakanları-babaları ... ve ...’den intikal ettiğini açıklayarak tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın davacıların babalarına ait iken 1996 ve 1992 yıllarında ölümleri üzerine, davacı-mirasçılarına kaldığı, gerek babalarının gerekse davacıların tasarrufta bulunduklarının yerel bilirkişi ve tanıklar, kuru tarım arazisi olduğunun uzman ziraatçı bilirkişi tarafından bildirilmesi üzerine yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz bölümünün hangi sebeple tesbit dışı bırakıldığı yeterince araştırılmamıştır. Her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar nizalı taşınmaz bölümünün kadastro çalışmalarından önce de davacıların miras bırakanlarının zilyetliğinde bulunan tarla olduğunu bildirmiş iseler de, teknik bilirkişi raporundan davalı taşınmazın kadastro çalışmalarından evvel yapılan toprak tevzii çalışmalarında paftada taşlık olarak gösterildiği ve parsel numarası aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece teknik bilirkişilerle pafta üzerinde inceleme yapılarak, nizalı taşınmaz bölümünün tespit dışı bırakılma nedeninin saptanmaya çalışılması gerekir. Bu araştırma sonucunda, davalı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında, imar-ihyaya muhtaç bir yer olduğunun anlaşılması halinde; böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
    Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1976 yılından sonra dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1987 – 1982 yılları arası) 1/20000 veya 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tesbitinin yapılabileceği bilinmelidir. Mahkemece 2001 tarihli hava fotoğrafı getirtilerek, dosyanın bilirkişiye tevdii ile rapor alınmışsa da, celbedilen hava fotoğrafının tarihi ve incelemenin yapılış şekli nedeniyle hükme esas alınması doğru olmamış; uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Şahit ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeli, dava konusu taşınmaz bölümüne komşu 842, 843, 844, 846 ve 847 parsellere revizyon gören tespite dayanak kayıtlar da getirtilerek uygulanmalı, davalı taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri üzerinde durulmalı, tescil konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesine esas olmak üzere dava konusu taşınmaz bölümünü ve çevresini içine alan resimler HUMK.nun 366.maddesi hükmü uyarınca fotoğrafçı bilirkişi tarafından çekilip usulen onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan başka niza konusu taşınmazın tapuya kayıtlı yerlerden olup olmadığı hususu da Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanun hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi