19. Hukuk Dairesi 2019/2663 E. , 2019/5237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki yabancı hakem kararının tenfizi davasının bozmadan sonra yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı direnme kararı verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerel mahkemece verilen direnmeye ilişkin karar Hukuk Genel Kurulu"nun 2017/19-930 esas ve 2019/812 karar sayılı ve 27/06/2019 tarihli kararı ile yerel mahkemece verilen direnme kararının sonuç itibariyle usul ve yasaya uygun olduğuna ve davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiş, karar gereği incelemesinin yapılması için Dairemize gönderildiğinin anlaşılması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki 11/02/2011 ve 01/08/2011 tarihli sözleşmeler uyarınca davalıya satılan ... bedelinin ödenmemesi üzerine anlaşmazlığın çözümü için Uluslararası ... Birliği Takhim Heyetine başvurduğunu, Uluslararası ... Birliği Tahkim Heyeti tarafından davacının haklı bulunmasına yönelik verilen kararın davalının temyizi üzerine Uluslararası ... Birliği Tahkim Heyeti Teknik Temyiz Heyeti tarafından verilen 12/06/2013 tarihli kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştiğini ileri sürerek, Uluslararası ... Birliği Tahkim Heyeti Teknik Temyiz Heyeti kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yabancı hakem kararının kamu düzenine KDV Kanunu"na Vergi Usul Kanunu"na ve ilgili tebliğlere aykırı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği miktarın davalının KDV Kanunu"nun 9. maddesi gereğince tevkif edilerek devlete ödenmesi gereken vergi olduğunu, davalı tarafından da Devlete ödendiğini, davacının sözleşmede "Fiyat 1.8 USD /kg uygulanabilir durumlarda +KDV" yazıyor olması nedeniyle Devlete ödemesi gereken KDV"yi de talep ettiğini, vergi ve gümrük mevzuatı ile dış ticaret hukuku alanında uzmanlardan oluşan heyetten rapor alınarak karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı tahkim kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, davalının tenfizi istenilen kararın kamu düzenini ilgilendiren Türk vergi mevzuatı ve gümrük mevzuatının aykırılık içerdiğini savunmakta ise de tahkim yargılaması aşamasında bu hususun tartışıldığı ve tenfiz davasında yerindelik denetimi yapılamayacağı, Türkiye ile İngiltere arasında çifte vergilendirmenin engellenmesine yönelik bir anlaşma bulunması davalının böyle bir durum varsa dahi bunu ülkemizde dile getirerek mağduriyetinin giderilmesini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2014/11188 esas ve 2015/8132 karar sayılı ve 02.06.2015 tarihli ilamı ile "Tenfizi istenen yabancı hakem kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan dava nispi harca tabidir. O halde tenfizi istenen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespit edilerek bu miktar üzerinden Harçlar Kanunu"na göre nispi karar ilam harcı alınması gerekirken maktu harca hükmedilmesinde isabet görülmemiştir..." gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulması üzerine yerel mahkemece, tenfizin yabancı mahkeme kararının Türkiye"de icra olunabilmesini sağlayan mahkeme kararı olup tenfiz davasında yerindelik denetiminin söz konusu olmadığı, yargılamada sadece tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirildiği, tenfiz davası eda değil tespit davası niteliğinde olduğundan harcın maktu olarak belirlenmesinin uygun görüldüğü gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2017/19-930 esas ve 2019/812 karar sayılı ve 18/06/2019 tarihli kararı ile " ...492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 3. maddesinin ikinci fıkrası hükmü dikkate alındığında somut olayda tenfizi talep edilen yabancı hakem heyeti kararının belli bir değerle ilgili olması, diğer bir anlatımla mahiyetinin belli bir alacağın tahsiline yönelik olması karşısında direnme kararının verildiği tarih itibariyle hüküm altına alınacak olan harç, niteliği bakımından nispi harç olup, bu hususta mahkemece hükmedilecek karar ve ilam harcının maktu olduğundan bahisle direnme kararı verilmiş olması isabetli değildir.
Ne var ki, daha önce 06.02.2014 tarihli ve 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı"nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9. maddesi ile " 492 sayılı Harçlar Kanunu"na ekli (1) sayılı Tarifenin “III-Karar ve ilam harcı” başlıklı bölümünün birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresinden önce gelmek üzere “Tahkim yargılamasında bu bende göre hesaplanan harç yüzde elli oranında uygulanır.” ibaresi eklenmiş, direnmeye ilişkin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesi ile de "492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifenin "A) Mahkeme Harçları" başlıklı bölümünün "III- Karar ve ilam harcı" başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "Tahkim yargılamasında bu bende göre hesaplanan harç yüzde elli oranında uygulanır." cümlesi "Tahkim yargılamasında bu bent hükümlerine göre harç alınmaz." şeklinde düzenleme yapılarak değiştirilmiştir.
Bu durumda, Türkiye"de verilen hakem kararlarında nispi harç alınmayacağı düzenlenmiş olduğuna göre, yabancı hakem kararının tenfizi davalarında da nispi harç alınmayacağının kabulü gerekmektedir. Ancak, bu düzenleme nispi harca ilişkin olduğundan maktu harç alınacaktır.
Diğer yandan harç, karar tarihine göre hüküm altına alınacağından ve direnme kararından sonra yürürlüğe giren bu yasa değişikliği eldeki derdest davaya da uygulanacağından somut uyuşmazlıkta karar ve ilam harcının maktu olacağı yönündeki direnme hükmünün bozulmasının az yukarıda açıklanan yasa değişikliği nedeniyle sonuca bir etkisi olmayacağı dikkate alınarak bozma sebebi yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan gerekçe nedeniyle direnme kararı sonucu itibariyle uygun bulunmuştur. Gerekçesiyle direnme kararı uygun bulunarak, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları da yerinde görülmediğinden reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.