5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2461 Karar No: 2020/6058 Karar Tarihi: 17.02.2020
İcbar suretiyle irtikap - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/2461 Esas 2020/6058 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Van İl Emniyet Müdürlüğünde görev yapan sanık ile birlikte hareket eden inceleme dışı sanık, uyuşturucu ele geçirildiğini söyleyerek katılandan 200.000 Euro istemişlerdir. Katılan para talebinin tekrarlanması üzerine kolluğu haberdar ederek sanıkların suçüstü yakalanmasını sağlamıştır. Ancak, sanığın davranışları icbar boyutuna varmamıştır ve irtikap suçunun yasal unsurları oluşmamıştır. Sanık hakkında açılan kamu davası da zamanaşımı nedeniyle düşmüştür. Kararın dayandığı kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nın 240. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi, CMUK'ın 318. ve 321. maddeleri, TCK'nın 102/4. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi.
5. Ceza Dairesi 2016/2461 E. , 2020/6058 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İcbar suretiyle irtikap HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi; Tayin olunan ceza miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine ve incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarihli ve 2009/5-167 Esas, 2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerektiği, Van İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan sanığın, haber elemanı olan inceleme dışı sanık İbrahim Hakan Turan ile birlikte katılanı arayarak, Van ilinde 81 kg uyuşturucu ele geçirildiğini, bu olayda adının geçtiğini ve arandığını söyledikleri, konunun kapatılması karşılığında 200.000 Euro istedikleri, katılanın ise önce sanıkların talebini dikkate almadığı, ancak para talebinin tekrarlanması üzerine sanıkların yakalanması amacıyla kolluğu haberdar ederek temin edebildiği miktardaki parayı teslim etmesi sonrasında sanığın suçüstü yakalanması şeklinde gelişen dava konusu somut olayda, katılanın önceden kolluğu haberdar etmek suretiyle sanığın yakalanmasını sağlaması karşısında, sanığın, öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere yasanın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, bu itibarla irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanığın üzerine atılı eylemin suç tarihi itibarıyla 765 sayılı TCK"nın 240. maddesinde tanımlanan görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, anılan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, sanık hakkında, mahkumiyet kararı verilen 22/02/2006 ile hüküm tarihleri arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 17/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.