Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/749
Karar No: 2016/173

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/749 Esas 2016/173 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/749 E.  ,  2016/173 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Temyiz Edenler : Sanık müdafi ve katılanlar vekili
    Katılanlar Gürhan ve ...’e karşı kasten öldürme suçuna teşebbüsten sanık ...’nin yapılan yargılaması sonucu, katılan ...’a yönelik eylemi nedeniyle TCK’nun 81/1, 35 ve 29. maddeleri uyarınca 9 yıl; katılan ...’a yönelik eyleminin ise olası kastla yaralama suçunu oluşturduğunun kabulü ile TCK’nun 86/1, 86/3-e, 21/2 ve 29. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2013 gün ve 109-342 sayılı hükmün sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.04.2015 gün ve 271–2524 sayı ile;
    "…Dosya kapsamına göre, evinin çatısına çıkan sanık ..."in, yaklaşık 12 metre mesafede bulunan mağdur ..."a tüfekle bir el ateş ettiği, kardeşi Gürhan"ın yaralanarak yere düştüğünü gören mağdur ..."ın kardeşinin yanına geldiği, sanığın bu kez tüfeğini Kenan"a doğrultarak ateş edip Kenan"ı yaraladığı, Kenan"ın kaçması üzerine sanığın Gürhan"a bir el daha ateş ettiği, çok sayıda saçma isabetiyle mağdur ..."ın yüz, saçlı deri, boyun, göğüs ve sırt bölgelerinden, mağdur ..."ın ise sırt ve saçlı deri bölgelerinden yaralandığı olayda;
    a) Sanığın, savunmalarında 112 Acil Servisi ve jandarmayı aradığını savunması, iletişimin tespiti kayıtlarında da sanığın savunmalarının doğrulanması karşısında sanık hakkında TCK.nun 36. maddesinde düzenlenen "gönüllü vazgeçme" hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
    b) Sanığın eylemi sonucu yaralanan mağdur ..."daki meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığının kesin olarak belirlenmesi açısından rapor, film ve grafiler ile tüm tedavi evraklarının Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz raporlara dayanılarak eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,
    c) Kabule göre;
    Sanığın öldürme kastıyla ateş ettiği mağdur ..."ın yanına gelen Kenan"a doğrudan kastla yaraladığı anlaşılmakla, sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastı, mağdurda meydana gelen yaralanmanın yerleri ve nitelikleri birlikte dikkate alındığında, sanığın, mağdur ..."ı da kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek olası kastla yaralama suçlarından hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 17.06.2015 gün ve 146–219 sayı ile gönüllü vazgeçme hükümlerinin tartışmasız bırakılmasıyla ilgili bozma nedenine uymuş, katılan ... hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına ilişkin ve kabule göre yapılan bozma nedenine ise;
    "Her ne kadar Yargıtay bozma ilamında mağdur ... hakkında alınan raporun yetersiz olduğundan bahisle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi"nden rapor alınması gerektiği belirtilmiş ise de, olaydan 6 ay geçtikten sonra Adnan Menderes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan 24.09.2013 ve 19.11.2013 tarihli raporlarda, mağdurun yaralanmasının yaşamını tehlikeye soktuğu, sağ gözünün işlevinin sürekli yitirilmesine neden olduğu, yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır (4) derecede olduğu belirtilmiş, mağdur hakkında Devlet Hastanesi"nin Genel Cerrahi ile Beyin-Sinir Cerrahi bölümlerince düzenlenen raporların da bu yönde olduğu görülmüştür. Öte yandan sanığın mağdur ..."a yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olduğu Yüksek Daire tarafından da kabul edilmiştir. Buna göre somut olayda, sadece teşebbüs için kanunda öngörülen ceza aralığına etkisi bakımından alınması gereken raporun, Üniversite Hastanesi"nin Adli Tıp Ana Bilim Dalı"ndan alınmış olması, olaydan sonraki ilk bulgularla örtüşmesi, olayın üzerinden en az 6 ay geçtikten sonra alınması ve içerik itibariyle hüküm vermeye elverişli olması, yine mahkememizce bu rapor ışığında kasten öldürme suçunda, teşebbüs için öngörülen 9-15 yıl aralığından, makul bir oranda uzaklaşılarak 12 yıl hapis cezasının belirlenmiş olması nazara alındığında, Adli Tıp İhtisas Kurulu"ndan yeniden aldırılacak raporun eylemin niteliği ve eyleme verilecek ceza miktarında belirleyici olamayacağı anlaşıldığından; yine her ne kadar Yargıtay bozma ilamında, sanığın mağdur ..."a yönelik eyleminin öldürmeye teşebbüs olacağı belirtilmiş ise de, mağdur ..."ın ifadesinde "bir tüfek sesi geldi. Gürhan yüzünü tuttu, ben ona yardım için müdahale ederken bu sefer ben vuruldum" dediği, babası İsmail"in de ifadesine "Gürhan vuruldu, Gürhan"a yardım etmeye çalışan Kenan da vuruldu" dediği, bu beyanlar ile bahçede İsmail, Kenan ve Gürhan"ın bulunmasına rağmen sanığın ilk atışında Gürhan"ı hedeflediği, yine üçüncü atışını da Gürhan"a doğru gerçekleştirdiği dikkate alındığında sanığın kastının Gürhan"a yönelik olduğunun açıkça sabit olduğu, zira hiçbir atışında İsmail"i hedef almadığı, Kenan"ın da Gürhan"ın yanına gittiği için isabet alarak yaralandığı, İsmail"in bahçede olmasına rağmen Gürhan"ın yanına gitmediği için yaralanmadığı, sanığın İsmail ve Kenan"a yönelik öldürme kastı olsaydı, ilk atışla yere yığılan Gürhan"ı hedef almak yerine diğerlerine doğru ateş etmesi gerektiği, oysa sanığın üç atışı da mağdur ..."a yönelttiği, dolayısıyla Gürhan"a yardım için gelmese Kenan"ın da yaralanmayacak olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, kişinin iç dünyasını ilgilendiren kastın, ancak dışa yansıyan davranışlarıyla belirleneceği ve şüpheden sanığın yararlanacağı dikkate alındığında, sanığın Kenan"a yönelik öldürme kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeter inandırıcı delil elde edilemediği, ancak Gürhan"a doğru ateş ederken bahçede bulunan Kenan"ın da isabet alabilecek olduğunu öngörmesi beklendiğinden, olası kastla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiği" gerekçeleriyle direnmiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafi ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.09.2015 gün ve 269982 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçeyle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; katılan ...’daki yaralanmaya ilişkin Adnan Menderes Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporun hükme esas alınmaya yeter nitelikte olmadığı, bu bağlamda Özel Dairece yerel mahkeme hükmünün Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğinden bahisle bozulmasında isabet bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Özel Dairece ilk hüküm katılan ..."daki yaralanmaya ilişkin Adnan Menderes Tıp Fakültesi Adli Tp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporun hükme esas alınmaya yeter nitelikte olmayıp Adli Tıp Kurumundan rapor alınmaması gerektiğinden bahisle bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamada katılan ...’ın dosyaya iş göremezlik raporunu sunduğu, yerel mahkemenin de katılan ... hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmama nedenlerine ilişkin önceki kararda yer almayan; "olaydan 6 ay geçtikten sonra Adnan Menderes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan 24.09.2013 ve 19.11.2013 tarihli raporlarda, mağdurun yaralanmasının yaşamını tehlikeye soktuğu, sağ gözünün işlevinin sürekli yitirilmesine neden olduğu, yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır (4) derecede olduğu belirtilmiş, mağdur hakkında Devlet Hastanesi"nin Genel Cerrahi ile Beyin-Sinir Cerrahi bölümlerince düzenlenen raporların da bu yönde olduğu görülmüştür. Öte yandan sanığın mağdur ..."a yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olduğu Yüksek Daire tarafından da kabul edilmiştir. Buna göre somut olayda, sadece teşebbüs için kanunda öngörülen ceza aralığına etkisi bakımından alınması gereken raporun, Üniversite Hastanesi"nin Adli Tıp Ana Bilim Dalı"ndan alınmış olması, olaydan sonraki ilk bulgularla örtüşmesi, olayın üzerinden en az 6 ay geçtikten sonra alınması ve içerik itibariyle hüküm vermeye elverişli olması, yine mahkememizce bu rapor ışığında kasten öldürme suçunda, teşebbüs için öngörülen 9-15 yıl aralığından, makul bir oranda uzaklaşılarak 12 yıl hapis cezasının belirlenmiş olması nazara alındığında, Adli Tıp İhtisas Kurulu"ndan yeniden aldırılacak raporun eylemin niteliği ve eyleme verilecek ceza miktarında belirleyici olamayacağı" şeklindeki yeni ve değişik gerekçeyle direnerek sanığın ilk hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
    Bu nedenle, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmeyen bu yeni gerekçenin, ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesi mümkün olmadığından, yerel mahkeme hükmünün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
    Öte yandan yerel mahkeme, kabule göre yapılan bozmaya da direnmiştir. Kabule göre yapılan bozma esasa ilişkin bozmadan farklı olup dosyanın mevcut durumuna göre uyarı, öğreti ve yol gösterme niteliğindedir. Esasa ilişkin bozmaya uyulduktan sonra verilecek yeni kararda kabule göre yapılan bozma sebebinin ortadan kalkması da mümkündür. Bu nedenle, kabule ilişkin bozmaya yönelik yeni hüküm ısrar niteliğinde değildir.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.06.2015 gün ve 146-219 sayılı karar direnme niteliğinde bulunmayıp yeni bir hüküm olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi