MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine 20.000 TL bedelli senede dayalı olarak 11.850 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yaptığını, davalı bankadan alınan hesap özetine göre borcun 2.358,96 TL olduğunu belirterek müvekkilinin 9.491,04 TL borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bankaya birden fazla kredi ilişkisi nedeniyle borcunun olduğunu, ispat yükünün davacıda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği dava konusu senedin kullandırılan kredilerin teminatı olarak verildiği, davacının kredili mevduat hesabı ve kredi kartı nedeniyle bankaya toplam 6.090,76 TL borçlu olduğu, kabul edilen 2.358,96 TL nin mahsubu sonucunda davacının davalıya 5.759,24 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davacı lehine tazminata karar verilmiş, hüküm temlik alan davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı temlik eden bankanın davacı aleyhine yaptığı icra takibine karşı açılan menfi tespit davasıdır. Davalının çek garanti bedellerine yönelik alacak talebi yerinde değilse de, davalı kredili mevduat hesabından, kredi kartından ve garanti bedelleri ödenen çeklerden dolayı alacak talebinde bulunabilir. Bilirkişi kök raporunda, takip tarihinden önce 19/06/2009-02/10/2009 tarihlerinde davalı temlik eden bankaca muhataplarına 940 TL çek garanti bedellerinin ödendiği tespit edilmiş, ek raporlarda ödeme tarihi hatalı olarak davadan sonraki 19/06/2010-02/10/2010 tarihi olarak belirtilmiş olup mahkemece bu alacak kaleminin borcun hesabında dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Yine rapora karşı davalı vekilinin kredi kartı alacağının doğru hesaplanmadığı yönündeki itirazı da değerlendirilmemiş olup belirtilen nedenlerle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle davalı vekilinin itirazlarını karşılar şekilde yeniden bilirkişi raporu alınması için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.