12. Ceza Dairesi 2017/11585 E. , 2018/3123 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2017 tarihli ve 2014/85302 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 06/06/2017 tarihli ve 2017/2895 değişik iş sayılı kararını kapsayan onaylı dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre, somut olayda müştekinin sezeryanla doğum gerçekleştirildiği esnada enfeksiyon kaparak rahatsızlanması ve akabinde bir dizi tıbbi operasyona maruz kalması nedeniyle şüpheli doktorlar ... ve ... hakkında kusurları bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hakimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hakimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, meydana gelen olay nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ... ile plastik ve cerrahi uzmanı şüpheli ..."in, müştekinin sezeryanla doğum gerçekleştirildiği esnada enfeksiyon kaparak rahatsızlanması ve akabinde bir dizi tıbbi operasyona maruz kalması nedeniyle kusur durumlarının mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 20.11.2017 gün ve 94660652-105-34-11402-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.11.2017 gün ve 2017/66699 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Tüm dosya kapsamının incelenmesinden olayda kusuru bulunanların tespiti amacıyla yazılan yazılar sonucunda Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 11/11/2016 tarihli ve 7267 karar sayılı raporunda, müşteki düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin incelenmesinde; makat geliş ve ağrılı gebe ile sezeryan ile doğumun gerçekleştirildiği, doğumdan bir hafta sonra nekrotizan fasiit tanısı ile medikal tedavi başlandığı, kültürde üreme olmadığı, debridman yapıldığı ve fasyokutan flep uygulandığı, Fleplerde gelişen nekroz ve enfeksiyon nedeni ile yara debridman yapıldığı, dual mesh ile peritonun kapatıldığı, meshin enfekte olduğu, eksize edildiği, yara kültüründen acinetobacter baumannn kolononizasyonu ürediği, deri grefti ile karındaki geniş doku defektinin kapatıldığı kayıtlı olduğundan; kişinin 11.02.2014 tarihinde makat geliş (bebeğin ters durması) ve ağrılı miad nedeni ile spinal anestezi altında sezaryen operasyonuna alındığı, operasyon sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon gelişmediği, 2 gün sonra yara yeri bakımı yapıldığı,hastaya su geçirmez bant uygulandığı, taburcu edildiği, operasyondan 1 hafta sonra ortaya çıkan batın duvarı enfeksiyonu nedeniyle gerekli konsültasyonların istendiği, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu cihetle; yapılan işlemin tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olduğu, dolayısıyla kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ..."e atfı-kabil kusur bulunmadığı, kişiye yapılan plastik cerrahi girişiminin, karın germe operasyonu olmadığı, onam alınarak yapılan nekrotizan fasiit nedeniyle yapılan yara debridmanı ve fasyokutan flep uygulanma ameliyatı olduğu, söz konusu komplikasyonları gidermeye yönelik müteaddit operasyonların yapılabileceği, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu cihetle; yapılan işlemin tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olduğu, dolayısıyla plastik ve cerrahi uzmanı ..."e atfı-kabil kusur bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunduğu bu sebeplerle Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 06/06/2017 tarihli ve 2017/2895 değişik iş sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından; bu karara yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.