16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3283 Karar No: 2018/3411 Karar Tarihi: 17.10.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3283 Esas 2018/3411 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi tarafından verilen ve 2018/3283 E., 2018/3411 K. numaralarıyla kaydedilen bu karar, silahlı terör örgütüne üye olma suçuyla ilgilidir. Temyiz başvurusu esastan reddedilmiştir. İlgili kişi hakkında verilen cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığı için, sanık müdafiinin duruşma istemi reddedilmiştir. Kararın detaylı olarak incelenmesi sonucunda, eksik araştırma nedeniyle yazılı şekilde hüküm verilmesi ve TCK'nın 53/1-b maddesindeki düzenlemelerin iptal edilmesi gözetilmemesi nedeniyle bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Verilen ceza miktarı ve tutukluluk süresi dikkate alındığında, tahliye talebi reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 3713 sayılı Kanunun 3/1 maddesi, TCK'nın 314/2 maddesi, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK'nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/3283 E. , 2018/3411 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 3/1 maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/9, 63. maddeleri gereği mahkumiyete dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanık hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanık müdafiinin duruşma isteminin CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE, Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle, ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip , temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan, 09.03.2018 tarihli veri inceleme raporu ile başka dosya şüphelisi ..."ün ifade ve teşhis tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1-b. maddesindeki düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, mevcut delil durumu, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 17.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.